Sevgili Barbro Ch. 05

- "Ohhhhh... Bu hoşuma gitti işte... Ama ben kimseyle iki kere sikişmek istemiyorum ki... Böyle inmek bilmeyen bir asker siki çok güzel gerçi ama, önümüzdeki hafta başka bir tane buluruz... Ya da, başka iki tane, üç tane buluruz sevgilim..."

Sustum. Söyledikleri doğruydu. Kimseyle uzun süreli bir ilişki istemediğini daha önce de söylemişti bana. Aslında bu benim de hoşuma gidiyordu. Çok değişik bir biçimde de olsa, bana olan sadakatının belirtisiydi bu. Tek sürekli erkeği bendim onun.

- "Sen şimdi onu bırak da, beni başka biriyle birlikte sikmenin hoşuna gidip gitmediğini söyle sevgilim..." diye devam etti sonra da, "Hoşuna gitti mi..?"

- "Müthişti..." dedim, "Çok değişik ve müthişti..."

- "Benim için de öyleydi sevgilim... Ohhhh çok güzeldi... Ohhhhh yine istiyor canım bilir musun..? Yine sikilmek istiyorum... Beni yine birlikte sikin istiyorum sevgilim... Biriniz amımı, öbürü götümü sikin istiyorum... Ohhhhh..."

Sikim yine kalkmıştı. Taptaze bir ısı dalgasının, beynimden başlayarak vücuduma yayıldığını hissediyordum. Karım hemen gördü sikimin kalkmtığını. Bardağını yanındaki sehpanın üzerine bırakıp yerinden kalktı ve gelip beni de kaldırdı. Birbirimize sımsıkı sarılıp, çılgın gibi öpüşmeye başladık. Ağzında hala askerin bellerinin tadı ve kokusu vardı. Sonra öyle sarmaş dolaş, halının üstüne çöktük. Beni sırtüstü yatırıp üstüme eğildi ve dudakları sikime yapıştılar. Yıllardan beri sik emmeye hasret kalmış gibi hırsla emmeye başladı sikimi. Bunun benim üstümdeki etkisi ise sikimin sanki yıllardır abazanmışım gibi, inanınılmayacak kadar sertleşmesi oldu. Doğrulup gözlerimin içine baktı.

- "Bu sefer seni amıma, onu götüme istiyorum sevgilim..." dedi sonra da, "Ohhhh o kocaman siki götüme istiyorum bir kere daha..."

Gözlerimi çevirip, hala koltukta oturmakta olan askere baktım. Onun da siki kalkmıştı şimdi. Tanrım, gerçekten de kocamandı. Gözleri parlayarak seyrediyordu bizi. Bir eliyle de sikini tutmuş sıvazlıyordu. Halinden, bu sefer onu davet etmeye gerek kalmayacağını anlıyordum.

Barbro şimdi ata biner gibi üstüme çıkmıştı. Sikim, amıyla kendiliğinden buluştu bir anda. Öyle açık, öyle vıcık vıcık kaygandı ki amı, bir anda gömüldü sikim içine. Dizlerini, iki yanımda halıya dayamış, gözlerimin içine bakıyordu. Sonra eğilip göğsüme yasladı vücudunun üst kısmını. Birbirimize sım sıkı sarıldık. Ağızlarımız tekrar birleşti. Sanki birbirimizin içinde erimekte olduğumu hissediyordum. Kalçalarının hafif hareketleriyle, sikimi içinde ileri geri oynatıyordu. Gözlerimi kapayıp, kendimi bu inanılmaz zevkli sikişinbüyüsüne kaptırdım. Zaman kavramını yitirmiştim yine.

Sonra karımın vücudunun titrediğini hissettim. Ağzını ağzımdan koparıp hafifçe inledi.

- "Ohhhh geldi sevgilim..." diye fısıldadı sonra da, "Ohhhhh kalçalarımı okşuyor..."

Gerçekten de, bu sefer davet beklememişti asker. Karımın sürekli hareket halindeki kalçalarının güzelliği, onu bir miknatıs gibi çekmiş olmalıydı. Gözlerimi açıp baktım. İki ayağını vücudumun iki yanında yere basmış, hafifçe öne eğilmiş, yalnızca önündeki şahane manzaraya bakıyordu. Tekrar kapadım gözlerimi.

- "Ohhhh götüme sokacak sevgilim..." diye evam etti Barbro, "Ohhhh o kocaman sikini götüme sokacak sevgilim... Ahhhh götümden sikecek beni..."

Vücudunun birden şiddetle titremesinden, askerin sikinin götüne değmeye başladığını anladım. Sonra birden soktu oğlan. O kocaman sikini, tek bir harekette dibine kadar geçirdi karımın götüne. Sikim yine ezildi. Taşakları bir kez daha taşaklarıma yapıştılar. Aynı anda da, Barbro'nun beli gelmeye başladı. Vücudu dalga dalga sarsılıyordu.

Sonra sikmeye başladı asker. Yine büyük bir hırsla ve hızla sokup çıkarıyordu sikini. O kocaman siki, karımın götüne bir piston gibi girip çıkıyordu. Tıpkı geçen sefer olduğu gibi, yine hareketsiz kalmıştım. Ve yine tıpkı geçen sefer olduğu gibi, bundan hiç bir şikayetim yoktu. O kocaman asker siki, Barbro'nun amıyla götünü birbirinden ayıran ince et duvarın üstünden, sikime sürtünüyor, beni mahvediyordu.

- "Ohhhh çok güzel sevgilim..." diye mırıldandı karım, "Ohhhh çok güzel... Sikiyor beni sevgilim... Götümü sikiyor.... Ohhhhhh götümü sikiyor.... Ahhhhh götümü sikiyor... Götümü sevgilim... Ahhhhhhh... Immmmnnnnhhhh.... Immmmnnnnhhh... götümü... Ahhh hissediyor musun sevgilim... Hissediyor musun nasıl sokuyor götüme... Ohhhh hissediyor musun o kocaman sik nasıl girip çıkıyor götüme sevgilim... Ohhhhhh çok güzel sevgilim... Ahhhhh... Ahhhhhh..."

İkimiz de zevkten uçmuş gibiydik. Askeri tümüyle unutmuştum sanki. Onun yalnızca sikinin önemi vardı. Karımın götüne girip çıkmakta olan o kocaman sikinin.

Barbro yine sürekli belini getiriyordu. Götünün bir mengene gibi sıkıştığını ben bile hissediyordum. Ama asker buna zerrece aldırmıyor, sikini sokup çıkarmayı, o küçücük götü sikmeyi sürdürüyordu. Yeniden gözlerimi açıp ona baktım. Dizlerini bükmüş, iki eliyle karımı belinden tutmuş, başı arkaya devrik, gözleri kapalı, sürekli pompalıyordu. Her seferinde ucuna kadar çıkarıp, sonra dibine kadar köklediği sikinin büyüklüğü nedeniyle, kalçalarının ileri geri hareketleri uzun oluyordu. Barbro'nun dudakları dudaklarıma yapışıp, dili ağzımın içine kayınca, tekrar gözlerimi kapayıp, kendimi bıraktım. Bulutların üstüne çıkmış gibiydik ikimiz de. Yine sanki, ikimizi birden sikiyordu asker. Bu arada, hareketleri giderek hızlanıyordu. Artık ilk baştaki gibi, dolu değildi taşakları. Ama, yine de çok dayanabileceğini sanmıyordum. Aynı şey, benim için de geçerliydi tabii.

Sonra müthiş bir şey oldu. Geriye çekilip sikini karımın götünden ucuna kadar çıkardığı bir seferde, tümüyle çıktı askerin siki. İleri geldiğinde ise kayıp olanca sertliğiyle taşaklarıma dayanıverdi. Aklımın başımdan gittiğini hissettim biran için. Hemen geri çekilip yeniden soktu sikini. Ama kanım iyice tutuşmuştu. Tüm yaşamım boyu ilk kez bir sik değmişti taşaklarıma. Ama asker, hiç bir şeyin farkında değilmiş gibiydi. Büyük bir hırsla, kadınımın götünü sikmeyi sürdürüyordu. Artık zaman kavramı, hepimiz için tümüyle uçup gitmişti. Asker, sikiyor, sikiyor, sikiyordu. Sikinin giriş çıkışları, sanki bir kalbin atışları gibi, üçlü sikişimizin hayat pompasına benzemişti.

Bu sefer ağzından çıkan nara, hepsinden şiddetli oldu. Kontrolden tümüyle çıkmış gibiydi. Tohumlarını karımın götünün içine öyle şiddetle fışkırtıyordu ki, yaptığı baskıyı, yine tüm ayrıntılarıyla sikimin üstünde hissediyordum. Bir anda benim de belim gelmeye başladı. Fışkırtıyor, fışkırtıyor, fışkırtıyordum. Bir kere daha, hep birlikte kendimizden geçtik.