Taksi

Taksi şoförünün gözleri, yoldan çok bacaklarına dikiliydi. Gerçi arabanın içi oldukça karanlıktı ama, göstergelerle taksi saatinden gelen ışıkta bacakları, tüm beyazlığı ile görülüyordu. Dar ve kısacık eteği, otururken iyice sıyrılmış, neredeyse kalçalarına çıkmıştı. Omuzuyla sırtının yarısını kapıya yaslamış, yüzü şoföre dönük oturuyor ve taksi seçerken yaptığı seçimin doğru olup olmadığını belirlemeye çalışıyordu.

Tam bir magandaydı. Kocasıyla gece kulübünden çıkıp taksi durağına geldikleri zaman, beşinci sıradaydı, şimdi içinde oldukları taksi. Şoför dışarıya çıkmış ön camı temizliyordu. Kapkara saçları ve yapılı vücuduyla hemen dikkatini çekmişti. Kocasının elini hafifçe sıkarak şoförü ona göstermiş ve "o taksiye binmek istediğini'' söylemişti. Bu yüzden de kendilerinden sonra gelenlere dört kez sıralarını vermişlerdi.

Aslıda şansları yaver gitmiş olsa, bu taksi numarasına hiç gerek kalmamış olacaktı. Dört saate yakın kalmışlardı gece kulübünde. Bu süre içinde en az yirmi erkeğin sikini kaldırmış, sık sık dansedip bu kalkmış siklerin karnına dayanmasına, orasının burasının mıncıklanmasına izin vermişti. İyi eğlenmişti doğrusu. Ama verecek kadar hoşuna giden biri de çıkmamıştı karşısına. Sonunda kocasıyla gece kulübünden çıkıp taksi durağına yürümüşler ve taksi şoförünü görmüştü. O arabaya binmek istediğini söylemesi de yeterli olmuştu, kocası için. Aralarında sessizce anlaşmışlardı bir anda. Bu işi daha önce bir kaz kez yaptıkları için deneyimliydiler ayrıca.

Taksi önlerinde durunca kocası arka kapıyı açıp kendini tam bir sarhoş gibi kanapeye atmış, o da mecbur kalmış gibi öne, şoförün yanına oturmuştu. Gerçi kaldıkları otel kentin öbür yanındaydı ama, yolculuk pek uzun sürmeyecekti. Bu bakımdan elini çabuk tutması gerektiğini biliyordu. Şoföre yönelik ilk saldırıyı, daha otururken başlatmış, bacaklarını alabildiğine gözüne sokmuştu.

Kocası arka kanapeye, tam bir sarhoş gibi uzanmıştı. Başını, şoförün arkasındaki kapının iç tarafına dayamıştı ve bu nedenle de herif yüzünü göremiyordu. Gerçek bir sarhoştan tek farkı, gözlerinin cin gibi açık olmasıydı. Yoksa gerekli tüm sesleri çıkartıyor, tüm abuk sabuk konuşmaları yapıyordu. Sonunda da, hafif hafif horlama sesleri çıkarmaya başlamıştı. Böylece de, öldürücü darbeyi vurmanın zamanı gelmiş oluyordu.

- "Hay Allah kahretsin...'' dedi şoföre, "Sızdı yine...''

- "Eeee olur böyle şeyler.''

- "Olur mu hiç? Şimdi ben n'olucam peki?''

Ne olduğunu tam anlayamamanın verdiği şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu şoför. Bir şeyler sezinler gibiydi ama, ne demek istediğini de tam kavrayamamıştı. Fazla beklemeden sonuca gitmesi gerekiyordu.

- "Bu haliyle beni nasıl sikecek ki bu adam?'' diyerek sürdürdü konuşmayı. "Halbuki canım nasıl da sikilmek istiyor.''

Konuşurken, bacaklarını da birbirinden iyice ayırmıştı. Sonra sol elini götürüp bacaklarının arasına soktu ve dizinin hizasından başlayarak. Sol bacağının iç tarafını okşamaya başladı. Başını cama dayamış, duyup gördüklerinin etkisinde hala şaşkınlığı süren şoförü seyrediyordu. Suspus olmuştu herif. Alev alev yanan simsiyah gözleri her tarafında dolaşıyordu. Durumu son derece tahrik edici buluyordu. Kıçında kİlot yoktu ve kendini şoförün önünde tabak gibi açmıştı. Eli gittikçe daha yukarılara çıkıyordu. "Canının çok sikilmek istediğini'' söylediğinde, yalnızca gerçeği dile getirmişti. Şu anda tek istediği buydu. Şoförün gözleri bacaklarıyla artık iyice meydanda olan kasıklarında dolaştıkça da, daha çok ister oluyordu bunu. Amının ne halde olduğunu, parmakları kumral kılların arasına saklanmış dış dudaklarına değdiğinde bir kez daha farketti. Şişmiş, açılmış ve son derece duyarlı bir hale gelmişti amı.

- "Offf, nasıl da sulanmış amım...'' dedi fısıldar gibi bir sesle.

Sonra orta parmağı dudakların arasına giriverdi. Elinde olmadan bir inilti kaçırdı ağzından. Tam sikilecek kıvamdaydı amı.

Neredeyse buhar çıkarıyordu.

Parmağı bızırına değdiği zaman bütün vücudu titredi. Birden her şeyi unutuverdi. Tüm gece boyunca onun bunun sikini kaldırmaktan o kadar çok tahrik olmuştu ki, durmasına olanak kalmamıştı.

Parmağı neredeyse elinde olmadan oynamaya başlamıştı. Gözlerini, şoförün gerilmiş ve kızarmış yüzünden, bakışlarıyla tenini yakan kapkara gözlerinden alamıyordu bir türlü. Birden küçük bir çığlık kaçırdı ağzından. Belini getirirken, vücudu sarsılıyordu.

Biraz kendini toparlayıp, arka koltukta yatmakta olan kocasıyla gözgöze geldi. Alev alev yanıyordu kocasının gözleri. Sonra camdan görünen manzaradan, otele ne kadar yaklaşmış olduklarını farketti. Bu kadarı yeter miydi acaba, şoför için.

Gerçekten hoşuna gitmişti şoför ve onu kaçırmak istemiyordu. En iyisi işi sağlama almaktı galiba. Koltukta doğrulup şoföre doğru eğildi biraz. Sonra da, elini uzatıp sikini okşamaya başladı.

Dim dik, taş gibi sert ve ne kadar büyük olduğu daha ilk anda belli, ateş gibi yanan bir sikti elinin altındaki. İçindeki sikilme isteğinin daha da artmasına neden olmuştu birden. Ama kendini kaptırmasına da olanak kalmamıştı. Otelin kapısından yalnızca 50 metre uzaktaydılar artık.

- "Kocamı odaya çıkarırken bana yardımcı olursun değil mi?'' dedi, zevkten boğulduğunu kendisinin de hissettiği bir sesle.

Onu yanıtlamadı şoför, Yalnızca taksiyi, kaldırıma, otelin kapısından biraz uzağa yanaştırdı. Sonra indi aşağıya ve arka kapıyı açıp kocasını dışarı çekmeye başladı.

Doğrusu kocası sarhoş numarasını çok iyi yapıyordu. Otelin giriş kapısına yürürlerken, neredeyse onu sürüklemek zorunda kalmışlardı. İçeri girince şoförle ayakta zor duran kocasını asansörün önünde bırakarak, gidip resepsiyondan anahtarı aldı. Hep birlikte asansöre binip yukarı çıktılar. Odaya girdiklerinde, şoförün yardımıyla kocasını soydu önce. Sonra onu geniş yatağın üzerine yüzüstü yatırıp, şoföre döndü. Herif, ne olacağını tam bilememenin şaşkınlığı içindeydi biraz. Ama gözleri hala alev alevdi. Hiç konuşmadan giysisini eteklerinden tuttu ve başından çekip çıkarıverdi. Ardından da, ayakkabılarını fırlattı ayaklarından. Şimdi çırılçıplaktı şoförün karşısında.

- "Hadi gel sik beni...'' dedi, fısıldayan bir sesle. "Sikilmezsem çıldırabilirim...''

Şoför hızla soyunmaya başlamıştı. Gidip yatağın karşısındaki koltuğa oturdu ve onu seyretmeye başladı. Önce gömleğini çıkarmıştı herif. Teni esmer, göğsü kıllıydı. Sonra ayakkabılarıyla çoraplarını sıyırdı. Sonunda da, pantolonuyla birlikte kilotunuda indirdi. Şimdi o da çırılçıplaktı. Seçimini gerçekten de iyi yapmıştı doğrusu.

Gözlerini onun kapkara kıllarla kaplı, kocaman ve dimdik sikinden alamıyordu bir türlü.

Sonra şoför gelip oturduğu koltuğun önünde diz çöktü. Dizlerinden tutup bacaklarını açtı iyice. Şimdi, vıcık vıcık sulanıp, dudaklarını susamış bir ağız gibi açmış amını seyrediyordu. Anlatılamayacak kadar tahrik edici buluyordu bunu. Yarı kapalı gözlerle şoförün başının bacaklarının arasına girdiğini gördü. Gözleri yatağın üstündeki kocasına takıldı o anda. Başını hafifçe çevirmiş, gözleri cin gibi açık, olup bitenleri seyrediyordu kocası.

Birden herifin alev alev nefesini kasıklarında hissetti.

Koltukta biraz daha aşağıya kayıp, amını onun kalın ve etli dudaklarına sundu. Tüm sinirleri gerilmiş, patlama noktasına gelmişti. Karakafanın dili bir yılan gibi amının dudakları arasına kaydığında da beli gelmeye başladı. Kalçaları koltuğun üstünde sanki dansediyor, ağzından çığlığa yakın inlemeler kaçıyordu. Sonra şoförün parmaklarını da hissetti amında. Sağ elinin başparmağı, hafif bir okşayışla amının dudaklarında dolaşıyor, bızırıyla oynayıp duran dile eşlik ediyordu.

Şimdi kendi sularına herifin tükürüğü de karışmış ve amını akıl almayacak kadar kaygan bir hale getirmişti. Yaşadığı o kadar zevkliydi ki, kendini iyice bırakmış, tadını çıkarmaya çalışıyordu. Şoförün parmağını götünde hissettiği zaman tüm vücudu titredi. Küçücük deliği, yaramaz yaramaz oynayan parmağın hafif bastırmalarıyla açılmaya başladı. Bacaklarını kaldırıp şoförün omuzlarına koydu. Ayakları aşağı bükülmüş, topukları adamın hafifçe kıllı sırtına dayanmıştı.

Gözlerini araladığında, tekrar kocasıyla gözgöze geldi birden. Neredeyse aynı anda şoförün parmağı götüne kayıverdi. Sanki içinde bir dinamit patlamış gibi oldu, yumuşacık götü parmağı sımsıkı kavrarken. Gözleri kocasının gözlerinde, bir kez daha beli gelmeye başladı.

Kendini topladığında, şoför onu elinden tutmuş, koltuktan kaldırmaya çalışıyordu. Yavaşça, titreyen dizlerinin üstünde doğruldu.

Karakafa, yatağa doğru götürüyordu onu. Buğulu gözlerini, adamın sikinden alamıyordu bir türlü. Hiç itiraz etmeden yatağa oturdu. Sonra da şoför onu omuzlarından itip yatağa yatırdı.

Vücudunun bir kısmı, kocasının çıplak vücuduna yapışmıştı şimdi. Sonra şoför de çıktı yatağın üstüne. Dizlerinin üzerinde durarak, açık bacaklarının arasına girmişti. İri elleriyle dizlerinin arka taraflarından tutup, bacaklarını göğsüne doğru bastırdı. Şimdi tabak gibi açılmıştı adamın önünde. Biraz daha sokuldu herif. Sikinin morarmış başı, amının iyice açılmış dudaklarına değmeye başlayınca, kendini yeni bir heyecan dalgasına kaptırıverdi.

- "Hadi sik beni artık...'' diye yalvardı. "Hadi sok sikini içime...''

Tek bir harekette, dibine kadar geçirdi şoför. Karnının içi bir anda dolmuş, amının kasları elinde olmadan açılıp kapanmaya, içindeki siki sağmaya başlamıştı.

Sonra adam onu sikmeye başladı.

Kalçaları ileri geri oynadıkça, kocaman siki içine girip çıkıyordu. Zevkten uçmuş gibiydi. Kollarını geriye, başının arkasına uzatmış, kocasının alev alev yanan vücudunun sıcaklağını teninde hissediyordu. Sikilmekten duyduğu zevki kat kat arttıran bir duyguydu bu. Herif onu, neredeyse kocasının üstüne yatırmış sikiyordu. Kendini, bir piston gibi amına girip çıkan sike bırakmış, ağzından inlemelerle karışık sözler dökülüyordu:

- "Ahhh ne güzel sikiyorsun yavrum... Ahhh bayılıyorum sikine... Ohh geçir dibine kadar bana hadi... Sok sikini içime, sok hadi n'olur...''

Aslında bütün söyledikleri kocası içindi. Olup bitenlerin onun için ne kadar tahrik edici olduğunun, nefesinin giderek sıklaştığının farkındaydı. Tüm istediği, bu beklediğinden de güzel sikişe onun da katılmasıydı ama, biraz daha beklemek gerektiğini biliyordu.

Şoförün hareketleri artık iyice hızlanmış, sertleşmişti. Kalçalarını her bastırışında kasıkları birbirine şaplayarak çarpıyor, adamın kocaman taşakları götüne yapışıp, aklını başından alıyordu. Eze eze sikiyordu karakafa.

- Ohhh belimi getireceksin...' diye inledi, gözleri şoförün gözlerinde erirken.

Sonra kocasının vücudunun sarsıldığını hissetti birden. Sonunda patlatmıştı kocası işte. Çıldırtıcı bir şeydi bu. Ağzından küçük bir çığlık kaçırdı. Amı, içindeki siki sımsıkı kavramıştı. Beli gelirken, gözlerinin önünde yıldızlar uçuşuyordu.

Tam duruluyorken, şoför amının en dibine fışkırtmaya başladı. Sanki içine ateşten bir top girmiş gibi oldu birden. Karakafanın tohumları alev gibi yakıyordu. Bir daha ve çok daha şiddetle geldi beli. Tüm vücudu sarsılıyor, titriyor, kıvrılıp bükülüyordu.

Yatağın üstünde öylece yatıp kalmıştı ve ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu. Kocasının yattığı yerde dönmesiyle kendine gelip gözlerini açtı. İlk gördüğü, koltukta oturan şoför oldu. Sırtını yaslayıp, yayılmıştı herif. Bacakları aralıktı. O kocaman siki yarı inikti şimdi. Sonra başını çevirip, yanındaki kocasına baktı. Kilotunun önü sırılsıklamdı. Kimbilir nasıl getirmişti belini ki, bir kısmı kilotun bel lastiğinden dışarıya taşmış, karnını ıslatmıştı. Elini uzatıp, parmaklarını dokundurdu o ıslaklığa. Vıcık vıcık kaygandı. Birden ağzının sulandığını hissetti. Aşağıya doğru kayıp, yüzünü yapıştırdı kocasının karnına. Sonra da, iştahla yalamaya koyuldu. Hala soğumamış olan erkeklik sıvısının hafif tuzlu tadı ve genzine dolan kokusu, başını döndürüyordu. Sonra lastiğinden tuttuğu gibi, kocasının kilotunu indiriverdi. Hala dimdik, hala taş gibi sertti kocasının siki. Sol eliyle dibinden tuttu. Dili bir makine gibi çalışıyor, ulaşabildiği her yeri yalayıp temizliyordu.

Yan gözle şoföre baktığında, aklını başından alan o kocaman sikin yeniden kalkmış olduğunu gördü. Olan biteni, büyük bir ilgiyle izliyordu karakafa. Bu, daha da heyecanlanmasına neden oldu yalnızca. Sonra birden konuştu şoför:

- "Uyanmış mı kocan...? Galiba karısının yanıbaşında sikilmesinden zevk alıyor ha...? Baksana belini de getirmiş...''

Herifin sözleri, ateşten birer ok gibi gidiyordu beynine. Dudakları kocasının sikinin şişmiş başına kapanıverdi bir anda. Hırsla emmeye başladı. Aynı anda, dizlerini yatağa dayayıp, arkası şoföre dönük olarak domalmıştı. Kalçaları havadaydı şimdi ve yeni sikilmiş amıyla küçük göt deliği, karakafanın gözleri önündeydi. Kendini kocasının sikini emmeye kaptırdıkça, kalçaları da hareketlenmeşe başlamıştı. Kıçı sağa sola, yukarı aşağı çalkalanıyor, şoförü sanki davet ediyordu.

İlk önce kalçalarını pençe gibi kavrayan ellerin temasıyla ürperdi vücudu. Sonra şoförün o kocaman siki, kalçalarının başdöndürücü yuvarlaklarının arasına girerek, iyice aklını başından aldı. Artık vücudunun titremelerini engelleyemez durumdaydı. O kocaman sikin alev alev yanan başı götünün deliğine dayandığında, kocasının sikiyle dolu ağzından küçük bir çığlık kaçırıverdi.

- "İstiyorsun değil mi...?'' dedi şoför. "Şimdi de götünün sikilmesini istiyorsun değil mi...?''

Sonra yavaş yavaş bastırmaya başladı. Götü, içine girmeye çalışan o kocaman sikin baskısıyla bir çiçek gibi açılıyordu. Zevkten çıldıracak gibi olmuştu. İyice bıraktı kendini. O kocaman sik, yağ gibi kaydı götüne.

Yeniden karnının içi sikle dolmuştu şimdi. Kocasının sikini daha bir hırsla emiyordu. Sonra şoför pompalamaya, sikini götüne sokup çıkarmaya başladı.

İçi titreyerek belini getirdi. İstediği olmuş, iki siktin arasına sıkışmıştı işte. Biri ağzında diğeri götünde, iki sik birden vardı içinde. Üstelik götündeki alabildiğine büyük bir sikti. İçine her girip çıkışında aklını başından alıyor, onu zevkten adeta eritiyordu. Kelimenin tam anlamıyla kendini sikişmeye kaptırmıştı artık. Kocasının siki, emdikçe ağzında daha da sertleşiyordu sanki. Gözleri hala kapalıydı kocasının. Sarhoş numarasını sürdürüyordu.

Şoför, iki eliyle onu belinden kavramış, giderek daha hızlanan hareketlerle götünü sikiyordu. Küçük götü iyice açılmıştı ama yine de içindeki kocaman siki sımsıkı sarmış, eziyordu. Her çekişinde, en ucuna kadar çıkarıyordu herif. Sonra da hırsla dibine kadar geçiriyordu. O koca taşakları, şimdi amının dudaklarına yapışıyordu her geçirişinde. Bir daha, hemen peşinden de bir kere daha getirdi belini.

Sonra kocasının siki, ağzının içinde fışkırmaya başladı. Gırtlağına dolan erkeklik sıvısı, az önce yaladığından çok daha sıcak, çok daha yakıcıydı. Elinde olmadan tüm vücudu kasılmıştı. Götü öylesine sıkışmıştı ki, şoför artık sokup çıkarmakta zorlanmaya başlamıştı. Birden o da fışkırtmaya başladı. Götünün içine dolan tohumlar, doğrudan beynine gidiyormuş gibi bir duyguya kapıldı önce. Sonra sarsıla sarsıla ve öncekilerden çok daha şiddetle beli gelmeye başladı. Kocasının üstüne yığılıp kaldı.

Tekrar kendine geldiğinde, şoför gitmişti. Kocası ise, yarı baygın yatıyordu yanında. Elini uzatıp, süklüm püklüm duran sikini okşamaya başladı.

- "Seni çok seviyorum...' diye mırıldandı kocasına, "Yarın akşam yine dışarı çıkalım, olur mu...?''