Yunanistan Tatili

Story Info
A wife getting fucked in Greece. (Turkish)
3.2k words
4.38
17.1k
1
Story does not have any tags
Share this Story

Font Size

Default Font Size

Font Spacing

Default Font Spacing

Font Face

Default Font Face

Reading Theme

Default Theme (White)
You need to Log In or Sign Up to have your customization saved in your Literotica profile.
PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
64 Followers

Otelin lobisine, Dimitri'yi beklemeye indiği zaman hala dizleri titriyordu. Neredeyse tüm geceyi birlikte geçirmişlerdi. Ondan 5-6 yaş gençti Yunanlı. En çok 23-24 yaşında olmalıydı. Çok da yakışıklıydı doğrusu. İnce ve sırım gibi vücudu, saçları kadar kara kıllarla kaplıydı. Siki de, tam istediği büyüklükteydi. Üstelik sabaha kadar da sikmişti.

Yaşından beklenmeyecek kadar usta bir sikiciydi Dimitri. Evire çevire, inlete inlete sikmişti doğrusu. Öğlenden sonra buluşmak üzere ayrıldıklarında, genç Yunanlı'nın kocaman sikini sokmadığı, içine tohumlarını fışkırtmadığı deliği kalmamıştı. Ağzından, amından, götünden, her yerinden sikilmişti.

Şimdi dizlerinin titremesi de bu yüzdendi işte. Sıcak bir banyo yapıp yorgun vücudunu dinlendirmeye çalışmış, sonra da kurulanıp aynanın önünde kendini incelemişti. Amının dudakları hafifçe şişti. Dimitri'nin birkaç kez içinde patlattığı küçük götü de, hala son derece duyarlıydı. Aslında en çok götünü sikmişti Yunanlı. Çok hoşuna gitmişti tabii. Götünden sikilmeye bayılıyordu. Kocasını İstanbul'da bırakıp Yunanistan'da tek başına tatil yapmasının en önemli nedenlerinden biri de buydu zaten. Doğrusu Dimitri de, Yunanlılar'ın götçülüğü konusunda söylenenleri boşa çıkarmamıştı.

Arkasını dönüp kıçına baktı. Vücudunun belki de en güzel, en baştan çıkarıcı yeriydi kalçaları. Birilerinin hep götünü sikmek istemesi de, herhalde bu yüzdendi.

Her zaman için hazırdı buna. Şimdi ise, daha da hazır olmak istiyordu. Çekmeceden kaydırıcı jel tüpünü alarak parmağına biraz sıkıp götüne sürdü ve yavaşca içine soktu parmağını. Sonra birkaç kez tekrarladı bunu. Artık götü, içine sik almak için hazırdı.

Giyinmeye başladı.

Dimitri, arkadaşlarından birinin otomobiliyle gelip onu alacağını ve gezdireceğini söylemişti. Etkileyici olmak istiyordu. Aslında fazla gezmek istediği de yoktu. Tüm istediği, geceki gibi sikilmekti. İşin gezme faslını fazla uzatmamak, Dimitri'nin aklına bir an önce onu sikme isteğini getirmek istiyordu.

Beyaz, tiril tiril ve incecik askıları olan pamuklu bir giysi seçmişti kendine. Sırtının önemli bir bölümü çıplaktı. İnce kumaş, memelerinin yarısına yakınını açıkta bırakıyor, geri kalan kısmını da, tüm hatlarıyla gözler önüne seriyordu. Meme başları birer düğme gibi belli oluyordu. Önden bakıldığında, göbek çukuruyla kasıklarındaki kılların yarattığı kabarıklık görülüyordu. Kalçalarının o şahane yuvarlakları arasına hafifçe giriyordu incecik kumaş. Kilotsuz olduğu hemen anlaşılıyordu. Eteği alabildiğine kısaydı ve ayaklarındaki yüksek topuklu, beyaz ve dekolte ayakkabıların daha da uzattığı bacakları, tüm baştan çıkarıcılığıyla meydandaydı.

Kılığın etkisini, daha lobiye iner inmez anlamıştı. Çevresindeki tüm erkekler siker gibi bakıyordu. Dimitri gecikirse, bunlardan birinin asılmaya başlayacağından kuşkusu yoktu. Aralarında fena olmayanlar da vardı hani.

Birden Dimitri'nin kapıdan girdiği görerek, ona doğru yürüdü. Genç Yunanlı'nın gözleri parlamıştı. Elele tutuşup kapıdan çıktılar ve hemen orada duran otomobile doğru yürüdüler. Siyah, kocaman bir limuzindi bu. İlk bakışta Dimitri'nin yaşıtı izlenimi veren bir Yunanlı, arka kapının yanında duruyordu. Öteki tarafta ise, üniformalı bir şoför vardı. Dimitri'ye birlikte onlara doğru yürümeye başladığı anda, ikisinin de gözü üstüne dikilivermişti.

Oracıkta gerçekleştirilen bir tanıştırma seremonisi sonunda, Dimitri'nin arkadaşının isminin Andreas olduğunu öğrenmişti. Şoförü tanıştıran ise olmamıştı tabii.

Doğrusu Dimitri'nin arkadaşını beğenmişti. Gerçekten yakışıklıydı. Şoförün davranışlarına bakarak, Andreas'ın limuzinin sahibi ya da en azından sahibinin oğlu olduğunu anlamıştı. Sonra şoför öne, onlar da arkaya doldular ve otomobil kayar gibi hareket etti.

Kocaman arka koltukta, Dimitri'yle Andreas'ın arasında, ortaya oturmuştu. Limuzinin içi son derece geniş, arka ve yan camları koyu renkliydi ve dışardan içerinin görülmesi söz konusu bile değildi. Ama onlar dışarıyı rahatlıkla görebiliyorlardı.

Otomobil, sahil boyunca ilerliyordu. Etraf son derece güzeldi ve seyretmekten zevk alıyordu. Kolunu omuzuna dolarayarak oturan Dimitri, geçtikleri yerlerle ilgili küçük bilgiler de veriyordu. Otururken, eteği iyice sıyrılmıştı tabii. O şahane bacakları, neredeyse olduğu gibi meydandaydılar. Sol yanında oturan Andreas'ın gözlerinin bacaklarında dolaştığını hissediyor ve bundan son derece hoşlanıyordu. Bacak bacak üstüne atmıştı.

Andreas uzanıp, ön koltuğun arkasındaki barı açtığında, otelden fazla uzaklaşmamışlardı. Dimitri'nin arkadaşının eline tutuşturduğu viski bardağını, keyifle aldı. İçindeki bir ses, bir gece öncesini unutturacak kadar güzel şeyler yaşayacağını söylüyordu.

Doğrusu hayatından memnundu.

Dimitri'nin eli omuzunu okşamaya başladığında, üçüncü bardak viskisini içiyordu. Yunanlı'nın elini çıplak teninin üzerinde hissetmek, içini gıcıklamıştı. Galiba biraz da viskilerin etkisiyle olacaktı ki, içini müthiş bir sikilme isteğinin kapladığını hissediyordu. Vücudunu Dimitri'ninkine yaslamış, kendini tüm gece boyunca onu inlete inlete siken erkeğe bırakmıştı.

Amı, adeta alev alev yanıyordu.

Şimdi Andreas'dan biraz daha uzaklaşmıştı. Dimitri'nin arkadaşının dışardan çok onu seyrettiğinin de farkındaydı. Eteği her bacak değiştirişinde biraz daha sıyrılmıştı. Neredeyse kasıklarına kadar meydandaydı bacakları.

Dimitri'nin sağ eli uzanıp bir memesini avuçladığında tüm vücudunun titrediğini hissetti. Yunanlı'nın uzun parmaklı elinde kaybolmuştu sanki memesi. Bacaklarını indirdi. Şimdi dizleri hafifçe aralık oturuyordu. Sırtını Dimitri'ye yaslamış, gözleri yarı aralık Andreas'ı seyrediyordu. Alev alev yanıyor, sanki değdiği yeri yakıyordu genç Yunanlı'nın gözleri. Pantolonunun önünde koca bir kabarıklık belirmişti.

Yeni bir siki daha kaldırdığını görmek çok hoşuna gitmiş, içindeki sikilme isteğini birkaç kat arttırmıştı birden. Bacakları giderek daha çok aralanıyordu.

Bu arada Dimitri de, omuzundaki elini memesine indirmiş, öbür elini de karnına doğru kaldırmaya başlamıştı. Kendini Yunanlı'nın okşayan ellerine bırakmıştı, büyülenmiş gibi.

El, aşağıya kaymayı sürdürüyordu. Önce karnının okşandığını hissetti. Sonra da Dimitri'nin parmakları, eteğini biraz daha sıyırıp amını buluverdi. Elektrik çarpmış gibi titredi tüm vücudu. Bacakları iyice aralandı. Kalçaları, hafif hafif oynamaya başladılar.

Yunanlı, ateş gibi yanan amını avuçlamıştı. Sonra orta parmağı dudakların arasından kayarak içine girdi birden. Küçük bir inleme kaçırdı ağzından. Gözlerini Andreas'dan ayıramıyordu bir türlü.

Artık dış dünyadan tümüyle kopmuştu.

Neredeyse aynı anda, Andreas'ın elini sol bacağının iç tarafında hissetti. İyice açtı bacaklarını. Tarifsiz bir heyecanın tüm benliğini kapladığını hissediyordu. Artık ok yaydan çıkmıştı.

Andreas'ın yakıcı parmakları, hafif hafif dolaşıyordu teninin üstünde. Giderek de yukarıya çıkıyordu. Bu arada Dimitri elini amından çekmiş, karnını okşamaya başlamıştı. Birden Andreas'ın parmakları amını buluverdi. Yeni bir inilti kaçırdı ağzından.

Genç Yunanlı'nın parmağını sanki içine çekmiş gibiydi. Sonra Andreas'ın koltuktan kaydığını ve geniş boşlukta diz çöktüğünü farketti. Önce dizinin iç tarafını öpmeye başladı Dimitri'nin arkadaşı. Sonra giderek yükseldi ve ağzı, çektiği parmaklarının yerini alıverdi birden. Neredeyse aynı anda içine kayan bir dilin temasını hissetti. Beli gelmeye başladı. Tüm vücudu sarsılıyor, kıvrılıp bükülüyordu.

Zevkten başı dönüyordu. Tüm gece boyunca sikilişi gözlerinin önüne geliyor, sonra bunu yaşamak üzere olduğu şeyle karşılaştırıp, çıldıracak gibi oluyordu. Dimitri'nin sikine doyamamıştı bir türlü. Şimdi ise, iki sik birden bekliyordu onu. Bir yerine iki Yunan siki birden yiyeceğinin farkındaydı.

Dimitri, onu arkadaşıyla paylaşıyordu.

Andreas'ın dili, amının açılmış dudaklarının arasında bir yılan gibi dolaşıyor, sol memesi Dimitri'nin elinde mıncık mıncık yoğruluyordu. Yunanlı'nın diğer eli de karnındaydı. Zevkten uçmuş gibiydi. Kendini tümüyle bırakmış, hayatında ilk kez yaşadığı bir olayın tadını çıkarıyordu.

Hep merak etmişti, iki erkek tarafından birden sikilmenin nasıl bir duygu olduğunu. Şimdi bunu yaşamak üzereydi işte.

Dimitri'nin arkasından yavaşça çekildiğini hissettiğinde, tekrar beli gelmek üzereydi. Andreas'ın çıldırtıcı dili bızırıyla oynayıp duruyor, aklını başından alıyordu. Birden, vücudunun bu en duyarlı yerinden beynine elektrik dalgaları gitmeye başladı. Kalçalarının hareketlerine hakim olamıyordu artık.

Derin bir inlemeyle belini getirdi.

Tekrar kendini topladığında, koltukta yarı oturur yarı yatar durumdaydı. Andreas'ın ağzı hala amından ayrılmamıştı. Ama hafifçe yan çevirmişti onu Yunanlı. Bacaklarından biri, Andreas'ın başının üstündeydi yarı yarıya.

Sonra Dimitri'nin de, koltuğun önündeki boşluğa diz çökmüş olduğunu farketti. Kapkara gözlerinden ateşler fışkırtarak, artık beline kadar sıyrılmış eteğinin açıkta bıraktığı kıçını seyrediyordu.

Önce Dimitri'nin elini hissetti kalçalarının üstünde. Uzun parmakları, o pürüzsüz, bembeyaz yuvarlakları okşamaya başladı. Andreas'ın dili amının derinliklerinde dolaşırken kalçalarının okşanması çıldırtıcı bir şeydi doğrusu. Ama bunun zevkine fazla varamadı. Yarı kapalı gözlerle Dimitri'nin başının kıçına doğru yaklaşışını, sonra da ateş gibi yanan etli dudaklarının cildine değişini izledi. Bu temas, öncekini unutturmuştu bir anda. Sonra Yunanlı, kalçalarını öpüp emmeye, yalamaya başladı.

İki eliyle Andreas'ın bacaklarının arasına sıkışmış başını tutmuş, Dimitri'yi seyrediyordu. Birden göz göze geldiler. Tanrım, ne bakışlardı onu gözleriyle sikiyordu Yunanlı. Sonra, pençe gibi elleriyle kalçalarını ayırdı yavaşça. Dimitri'nin dilini götünde hissetiği zaman, tekrar beli gelmeye başladı.

İnanılmaz bir şeydi bu.

Şimdi biri amını, diğeri götünü yalıyordu Yunanlı'ların. Zaman ve yer kavramını tümüyle yitirmiş gibiydi. Amı, akıl almayacak kadar sulanmış, hiç açılmadığı kadar açılmıştı. Götü de, Dimitri'nin zorlayan dilinin altında giderek gevşiyordu. Sonunda Yunanlı'nın dilinin ucu, içine kayıverdi. Şimdi iki dil birden, içine girip çıkmaya, kımıl kımıl oynamaya başlamıştı.

Böyle bir zevki ilk kez tadıyordu.

Yunanlı'ların dilleri, iki küçük sik gibiydiler. Çıldıracak gibi olmuştu. Bir süre sonra onların yerini iki gerçek sikin alacağını düşündükçe, bayılacak gibi oluyordu. Böyle bir şeye dayanıp dayanamayacağını ise bilmiyordu. Bir daha beli geldi. Sanki uçuyor gibiydi.

Bu arada limuzin yola devam ediyordu. Bunu, yalnızca duyularıyla algılıyordu. Yoksa, gözlerinin koltuğun önündeki boşluğa diz çökmüş, amını götünü yalayan Yunanlı'lardan başka bir şeyi gördüğü yoktu. Sonra yine duyularıyla, otomobilin durduğunu farketti. Ama aldırmadı buna. Hemen peşinden de, önce ön kapının açılıp kapandığını duydu, sonra da arka kapı açıldı. Bir anda üniformalı şoförle gözgöze geldi.

Şoför, Andreas'la Dimitri'den en az 15 yaş büyük olmalıydı. Yani 37-38 yaşlarında vardı. Oldukça da yakışıklıydı doğrusu. Zevkten buğulanmış gözlerini, adamın kapkara gözlerinden koparamıyordu bir türlü. Amıyla götüne girip çıkan dillerin etkisiyle kendinden geçmiş, şoförü seyrediyordu. Neden sonra Dimitri durumun farkına vardı. Doğrulup Andreas'ın omuzuna dokundu.

Bir anda amı da götü de boş kalmıştı.

Halbuki böyle bir şeyi hiç istemiyordu. Şikayetçi sesler çıkararak genç Yunanlılara baktı. Aralarında Yunanca bir şeyler konuşuyorlardı. Sonra Andreas onu elinden tutup çekti ve hep birlikte otomobilden indiler.

Dışarda gerçek bir sürpriz bekliyordu onu. Deniz kenarındaki muhteşem bir villanın önündeydiler. Sonra şoför cebinden çıkardığı bir anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdiler.

Doğrusu her şey, limuzine ve üniformalı şoföre yakışacak kadar lükstü içerde. Salonun denize bakan cephesi boydan boya camdı ve hemen önünde bir yüzme havuzu vardı. Kısacası nefis bir yerdi burası. Ama şimdi bunların hiç biri onu fazla ilgilendirmiyordu. Şu anda tek istediği sikilmekti.

Giysisini bir anda sıyırıp çıkarıverdi. Şimdi, ayakkabılarının dışında çırıl çıplaktı. Sonra gidip geniş deri kanepeye oturdu ve ayaklarını, önündeki sehpaya dayadı. Dizleri bükük, bacakları alabildiğine açıktı. Sağ elini kalçalarının altından geçirip, orta parmağını götüne soktu önce. Dimitri'nin diliyle iyice açılmış, otelden çıkmadan önce sürdüğü jel nedeniyle de iyice kayganlaşmış olan götü, parmağını bir anda yutuvermişti. Sonra sol elini de bacaklarının arasına sokup, amıyla oynamaya başladı. Gözleri yarı kapalıydı ve karşısında duran iki genç Yunanlı'yla şoförü seyrediyordu.

Üç çift, alev alev yanan göz dikilmişti üzerine. İlk olarak Dimitri başladı soyunmaya, peşinden de Andreas. Doğru söylemek gerekirse, Andreas'ın vücudu ve sikiydi, asıl merak ettiği. Dimitri'nin sikini, neredeyse üzerindeki tek damarlara kadar ezberlemişti bir gece önce. Yine de genç Yunanlı pantolonuyla birlikte kilotunu dizlerine kadar indirdiğinde ortaya çıkan manzara gözünü çeldi. Sonra gözlerini, soyunmasını tamamlayan Andreas'a çevirdi. Dimitri'ninkinden biraz daha büyük bir siki vardı.

Biraz sonra her yerine girip çıkacak, onu zevkten çıldırtacak, içine tohumlarını fışkırtacak iki siki birden seyretmek öyle güzeldi ki. İki Yunanlı gencin onu aralarına sıkıştırıp eze eze sikeceklerinden emindi. Biri amından sikerken, öbürü de götüne geçirecekti. Yunanistan'a gelmeden önce, bazı tanıdıkları böyle şeylerle karşılaşabileceğini anlatmıştı.

Şimdi ise düşüncesini bile uçurucu bulduğu bir şeyi yaşamak üzereydi.

Sağ elinin parmağı, götüne hızla girip çıkıyordu artık. Amındaki parmakları da, şişip taş gibi sertleşmiş bızırını bulmuştu. Sonra birden, şoförün de soyunmuş olduğunu farkederek, daha da heyecanlandı. İki gencinkinden daha kalın olan esmer vücudu kıllarla kaplıydı şoförün. Buna rağmen iri adeleleri göze batıyordu. Hepsinden önemlisi, hepsinden daha çok dikkatini çekeni ise kuşkusuz ki, adamın çelik bir yay gibi yukarıya kıvrık duran siki olmuştu. Öylesine bir şeydi ki bu, Dimitri ile Andreas'ın sikleri onun yanında birer çocuk siki gibi kalıyordu.

Manzara, amına yeni bir kan dalgasının gitmesine neden oldu. İyice şişmiş dış dudaklarının, parmakları altında biraz daha açıldıklarını hissetti. Artık biran önce sikilmek istiyordu.

Yanına ilk sokulan şoför oldu.

Ne olduğunu tam anlayamadan, kendini adamın kocaman sikiyle gözgöze gelmiş buldu. Kanapenin üstüne çıkmış, ayaklarını vücudunun iki yanından geçirerek önünde dikilmişti. Sonra elini uzatıp onu saçlarından kavradı ve öbür eliyle dibinden tuttuğu sikini, ağzına soktu bir anda.

Yanakları, elinde olmayan bir hareketle içeri çöktüler. Dudakları o kocaman sike bir vartuz gibi yapıştı, dili, sikin kadife yumuşaklığındaki başının çevresinde dönmeye başladı.

Sonra şoför, yavaş hareketlerle ağzını sikmeye koyuldu. Kalçaları sürekli hareket ediyor, kocaman siki ağzına girip çıkıyordu. İnanılmaz bir şeydi bu. Kendini tutamıyordu. Birden beli geldi. Götü, parmağını bir mengene gibi sıkıştırmıştı.

Şoförün vücudu kasılmaya başladığında, daha tam kendine gelmemişti. Ağzındaki kocaman sikten fışkıran ilk salvo tüm yakıcılığıyla gırtlağına çarpınca, yeniden beli gelmeye başladı. Zevkten uçmuş gibiydi. Yunanlı'nın bir türlü bitmek bilmeyen bellerini yutuyor, yutuyordu.

Gözleri kaymış, başı koltuğun arkalığına yaslı oturuyordu artık, Yunanlı'nın sikini çıkarmasından sonra boş kalan ağzı yarı aralık, dudakları ve çenesi, pırıl pırıl parlayan bellerle ıslaktı. Onu ilk o anda gören birinin bile, ağzının yeni sikilmiş olduğunu anlamaması olanaksızdı. İçinde zayıflayacağına güçlenen sikilme isteğini yüzünden okumak mümkündü.

Dimitri'nin gelip koltukta yanına oturduğunu, ancak genç Yunanlı'nın elleri memelerinde dolaşmaya başladığında farkedebildi. Vücudu, bu yeni temasın etkisiyle hafifçe titredi. Sonra Dimitri onu belinden tuttuğu gibi kucağına çekiverdi. Şimdi genç Yunanlı'nın yay gibi siki bacaklarının arasına girmişti ve yakıcı temasıyla aklını başından alıyordu. Sırtını Dimitri'nin göğsüne yaslamış, kendini memelerini avuçlayan ellerin mıncıklamalarına terketmişti.

Biraz sonra sikileceğini bilmenin etkisiyle başı dönüyordu.

Dimitri onu belinin iki tarafından tutup hafifçe havaya kaldırmaya çalıştığında, ayaklarını yere basıp yardımcı oldu. Kalçaları genç Yunanlı'nın kucağından biraz havalandılar. Sonra o alev alev yanan sikin başı, götünün deliğine gelip dayandı. O küçük deliğin et yiyen bir bitki gibi açıldığını hissetti.

Oturuverdi üstüne.

Şaşılacak kadar kolayca alıyordu götüne, Dimitri'nin sikini. Yalnızca bir kaç saniye sonra kalçaları yeniden genç Yunanlı'nın kucağına yapışmıştı bile. Ne var ki şimdi içi, nabız gibi atan bir sikle doluydu. Ellerini, Dimitri'nin iki yanından koltuğun dibine dayadı ve iyice geriye yaslandı. Bacaklarını alabildiğine ayırmış, ayaklarını da, koltuğun kenarına basmıştı. Bir an için gözlerini kaldırdı ve Andreas'la gözgöze geldiler. Dimitri'nin arkadaşı, koltuğun önündeki sehpanın arka tarafında ve tam karşısında duruyordu. Siki dimdikti.

Am sulandırıcı bir manzaraydı bu.

Kalçaları, elinde olmadan oynamaya başladılar. Yukarı aşağı, sağa sola kıvrılıp bükülüyorlardı. Böylece Dimitri'nin siki de, götüne girip çıkmaya başlamıştı. Kelimelerle anlatılamayacak bir zevkti duyduğu. Andreas'ın gözlerinin, Dimitri'nin sikini yutan götünde ve hemen onun üstünde, açılmış ve şişmiş dudaklarıyla boş duran amında gezindiğini gördükçe daha da çok zevk almaya başlamıştı sanki.

Sonra Andreas iki adımda sehpanın çevresinden dolanıverdi ve tam önüne geldi. Şimdi tekrar gözgözeydiler. Zevkten bayılacak gibiydi. Dimitri'nin sikinin her dibine kadar girişinde, ağzından iniltiler kaçmaya başlamıştı. Buğulu gözlerle Andreas'ın koltuğun önünde diz çöküşünü ve kendisininkilerle birlikte, Dimitri'nin de bacaklarının arasına girişini seyretti. Genç Yunanlı sikini tutup amına dayadığında ise, çıldıracak gibi oldu. Birden ve tek bir hareketle, dibine kadar geçirdi Andreas. Aynı anda belini getirdi o da. İnlemeleri, artık küçük birer çığlığa dönüşmüştü.

Ama Yunanlılar'ın, dinlemesine izin vermeye niyetleri yoktu. Biri amında diğeri götündeki iki sik, birer piston gibi girip çıkıyorlardı içine. Kendini yeniden ve daha büyük bir zevk dalgasına kaptırmıştı. İnanılmaz bir şeydi bu.

Öyle güzel sikiyorlardı ki onu.

Hayal ettiğinden en az on kat daha güzeldi. Dimitri'nin siki götüne girerken Andreas'ınki başına kadar çıkıyor, sonra o yeniden dibine kadar amına gömülürken Dimitri'ninki götünden en ucuna kadar çıkıyordu. Bulutların üstüne çıkmıştı. İki genç Yunanlı'nın arasında erimiş, amıyla götünün birbirine karıştığını düşündüren iki sikle çıldırmıştı. Artık kendini tutamıyor, peşpeşe belini getiriyordu. Amıyla götünün adaleleri, içlerindeki sikleri sımsıkı kavramış, sanki sağmaya çalışıyordu.

Neredeyse aynı anda, ikisi birden içine fışkırtmaya başladılar. Götüne ve amına dolan tohumların yakıcılığını tüm karnında hissetti birden. Sanki içinde dinamit patlamış gibi oldu. Herşey, kelimenin tam anlamıyla birbirine karışmıştı artık. Tüm vücudu sarsılırken kendinden geçti.

Onu kendine getiren, Dimitri'nin yumuşayıp ufalan sikinin götünden kayarak çıkması oldu. Yeniden içini gıcıklayan bir duygu olmuştu bu. Hala kucağındaydı genç Yunanlı'nın. Çevresine bakındı ve Andreas'ın kanapenin ucunda yatar gibi oturmuş olduğunu farketti. Sonra gözleri, karşıda halının üzerinde oturan şoföre takıldı. Biraz önce tohumlarını ağzına boşaltıp küçülmüş olan siki, seyrettiklerinin etkisiyle yeniden kocaman ve taş gibi olmuştu.

Böylesine büyük bir sikin küçük amına girmesi mümkün olur muydu acaba?

Bunu düşünmek onu bir anda tahrik etmişti. Amının yeniden kan dolduğunu hissediyordu. Elini kasıklarına götürüp, bir ağız gibi açık duran şiş dudaklarını okşadı. Kelimenin tam anlamıyla vıcık vıcıktı. Andreas'ın bellerine karışan kendi am suları, neredeyse dizlerine sızmıştı.

Dimitri'nin kucağından kalkıp, şoföre yürüdü. Gidip tam önünde durdu Yunanlı'nın. Gözlerini, onu bekleyen kocaman sikten alamıyordu bir türlü. Şoförün bacakları ayaklarının arasında kalacak şekilde sokuldu ona doğru. Sonra çömelmeye başladı. Bir elini Yunanlı'nın omuzuna dayamıştı. Diğer eli ise, bacaklarının arasından aşağıya uzatmıştı. Parmakları o kocaman sike değdiğinde, elektrik çarpmış gibi titredi. Sonra sıkıca kavradı onu ve kocaman başına amının dudaklarını yasladı.

mofilius
mofilius
64 Followers
12