Tunus Tatili

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here
mofilius
mofilius
65 Followers

Beni kendime getiren, burnuma bir şeyin dokunması oldu. Gözlerimi açtım ve bir anda, garsonun karımın götüyle oynayan parmağını gördüm. Gözlerimden yalnızca bir kaç santim uzaktaki o küçük göt deliği, üzerinde dolaşan parmağın altında açılıp kapanıyordu. Manzara öylesine güzeldi ki, sikim inmeye fırsat bile bulamamıştı. Zaten karım da ağzını çekmemişti ve sikimi emmeyi sürdürüyordu. Bir taraftan o alev alev yanan dudakların teması, bir taraftan da Tunuslu'nun bu kadar yakınımda karımın götüyle oynaması, beni zevkten çıldıracak hale getirmişti.

Garsonun bu kadarla yetinmeyeceğini, kısa sürede anladım. Parmağı birden karımın götüne girerek, o güzelim vücudunun titremesine neden oldu. Yapabileceğim tek şey vardı. İki elimle karımın kalçalarını avuçladım ve o şahane yuvarlakları iyice birbirinden ayırdım. Götünün deliği, Tunuslu oğlanın artık içine girip çıkan parmağını sımsıkı sarmıştı. Ağzımda garsonun bellerinin tadını hissetmeyi sürdürerek, olup bitenleri seyrediyordum. Karımın kalçaları çalkalanmaya başlamıştı.

Sonra Tunuslu yatağın üstüne çıktı ve karımın arkasına geçti. Ayaklarını, karımın bacaklarının dışlarına basmıştı. Böylece ben de, herşeyin tam ortasında kalmış oluyordum. Öbür eliyle sikini dibinden tutup biraz daha sokulduğunu gördüm. Parmağını karımın götünden çıkardı. Sonra da, o kocaman sikinin başını, şimdi biraz açık duran o küçücük deliğe dayadı. İri taşakları yüzüme doğru sarkıyordu.

- "Ohhhh götümü sikecek..." dedi ağzını sikimden çeken karım, "Görüyorsun değil mi sevgilim..? O koca sikini şimdi de götüme sokacak... Hoşuna gidiyor değil mi sevgilim..? Ohhhhh çok güzellll..."

Garson yavaş yavaş sokmaya başlamıştı bile. Manzara müthişti. O kocaman sikin bir mantar gibi şişmiş başının, karımın küçük götünü açtıp ve yavaş yavaş içine kayışını, yalnızca bir kaç santim mesafeden seyretmek beni çıldırtıyordu. Birden birden bastırdı oğlan. Akıl almaz bir hızla, dibine kadar geçirdi karımın götüne. Taşakları alnıma değiyordu. Sonra sikmeye başladı.

Tunuslu'nun kocaman ve kıllı siki, şimdi karımın götüne girip çıkıyordu. Üçümüz de kendimizden geçmiştik. Karımın sikime bir vantuz gibi yapışan ağzı, aklımı başımdan alıyordu. Onun aldığı zevki daha da arttırmak isteği tüm benliğimi kaplamıştı. Dilimi amının içine soktum.

Neredeyse öldüresiye sikiyordu garson. Siki sanki daha da büyümüş gibiydi. Bir en ucuna kadar çıkarıyor, bir dibine kadar sokuyordu karımın götüne. Taşakları, artık her geçirişinde alnıma çarpmaya başlamıştı. Zevkten uçmuş gibiydim. Yaşadığım, şimdiye kadarkilerin hepsini bastırmıştı sanki.

Artık kendimi tutamama noktasına gelmiştim ki, Tunuslu'nun beli gelmeye başladı. Hala sokup çıkarıyordu. Karımın götünden taşan belleri sikine bulaşıyor, damlalar halinde aşağıya, burnuma akıyordu. Kendimden geçerek patladım. Karım ise çığlık çığlığaydı. Depreme tutulmuş gibi sarsılıyordu.

Bulutların üstüne uçtuğumu hissediyordum.

Kendime geldiğimde, karım göğsümde uyuyordu. Garson gitmişti tabii. Ona sarılıp tekrar gözlerimi kapadım. Akşam yemeği için dışarı çıkmamız gerektiğinde kalktık ancak. Birer duş alıp restoranın yolunu tuttuk sonra.

Yemekten sonra odamıza döndüğümüzde, ikimiz de dinlenmiş hissediyorduk kendimizi. Şimdi sıra İsveçli oğlanlara gelmişti ve karım çok hevesli görünüyordu. Aslında, böyle 16-17 yaşlarındaki iki oğlanla sikişeceğini düşünmek, benim için de son derece heyecan verici bir hale gelmişti. Hazırlanması son derece kısa sürdü. Çıplak vücuduna incecik pamukludan kırmızı bir elbise giymiş, ayaklarına da aynı renkte yüksek topuklu dekolte ayakkabılar geçirmişti. Kollarını, omuzlarını ve memelerinin neredeyse yarısını açıkta bırakıyor ve vücudunun üst kısmını sımsıkı sarıyordu elbise. Belinden aşağısı ise iyice bollaşıyordu. Ama eteği o kadar kısaydı ki, kalçalarını ancak örtüyordu. Bu haliyle istediği şeye çok çabuk ulaşacağı belliydi. Hatta daha fazlasını da elde edeceğinden kuşkum yoktu. Diskodakilerden, siki olan herkesin karımın peşine düşeceğinden emindim.

Bereket ki, gençlik diskosu otelin uzağında, denize oldukça yakın bir yerde, kumların üstündeydi. Önceden gidip bakmış ve çevresinin fazla yüksek olmayan bir duvarla çevrili olduğunu görmüştüm. Otelin tersine düşen yanında da, kumların üstünde yetişmiş, adam boyu çalılarla dolu bir alan vardı. Karımla, o taraftan diskonun içini seyredebileceğimi konuşmuştuk. Daha sonrası için de, oğlanlarla birlikte o çalılıklı alana gelecekti karım. Böylece, oldukça yakınlarına sokulup yine de kendimi belli etmeden her şeyi seyredebilmek imkanım olacaktı.

Odadan birlikte çıktık. Karım oğlanlarla buluşmak üzere kafeteryaya giderken, ben de doğru gençlik diskosuna yöneldim. Hava iyice kararmıştı. Bir kaç dakika sonra tam istediğim gibi bir yer bulmuştum kendime. Hemen duvarın dibindeki bir tümseğin üstünde adam boyu bir çalı vardı. Arkasında durunca, içerden görünmeme olanak kalmamıştı. Ama benim görüş alanım çok genişti. Üstelik pist ve bara da çok yakındım. Beklemeye başladım.

Karımla İsveçli oğlanlar içeri girdiklerinde, kıyafetiyle yaratacağı etki konusunda hiç de yanılmamış olduğumu hemen anladım. Bir anda tüm başlar ondan yana dönmüştü. Erkeklerin bakışlarında hayranlık, kızların bakışlarında ise kıskançlık doluydu. Aslında neredesinden bakılırsa bakılsın, garip bir durum vardı ortada. İçerdekilerin tamamı 20 yaşın altındaydı. Karım onların arasında hemen göze batıyordu.

Yürüyüp bara geldiklerini görünce sevindim. Böylece, aramızda yalnızca bir kaç metrelik bir mesafe kalıyordu. Üstelik bir de barın arka tarafına dolanmış ve daha yakınıma gelmişlerdi. Böylece kendilerine, oldukça tenha bir yer de bulmuş oluyorlardı. Karım, daha yüksek bar taburesine otururken başladı şovuna. Bacakları bütün uzunluğu ve güzelliğiyle, civardaki herkesin gözleri önündeydi. Sonra kendine bir viski söyledi. Oğlanlarsa bira içiyorlardı. İki taraftan karımı kıskaca almışlar, iyice sokulmuş bir şeyler konuşuyorlardı.

Asıl şov, hep birlikte dansa kalktıklarında başladı. Karımın o bol ve kısacık eteği durmadan savruluyor, çıplak kalçaları sık sık görünüyordu. Arada bir olduğu yerde döndüğünde ise her şey meydana çıkıyordu. Hekresin gözü üstündeydi. Uzun süre sürdü dansları. Sonra bara gelip yeniden içtiler ve tekrar dansettiler. Viskiler karımı rahatlatıyordu yine. Oğlanlar da içtikleri biradan etkilenmişe benziyordu.

Yaklaşık iki saat böyle geçti. Gençlik diskosunun kapanmasına az bir zaman kalmıştı. Sonunda yerlerine oturduklarında, artık üçü de kafayı bulmuş görünüyordu. Karımın eteği yine kaybolmuş gibiydi. Üstelik şimdi bacakları birbirinden aralık olarak oturuyordu. Bar tezgahına yan dönmüştü ve yüzü oğlanlardan birine dönüktü. Arkasındaki oğlan ayakta duruyordu ve ona iyice sokulup, iki koluyla birden sarılmıştı. İşler kızışacağa benziyordu.

Yanılmadığımı, önünde duran oğlanın elleri karımın bacaklarında dolaşmaya başladığında anladım. Çevreden görülmekten korktuğu filan yoktu oğlanın. Önce dizlerine yakın bir yerden başlamıştı okşamaya. Sonra elini iç tarafa kaydırmış ve giderek daha yukarılara çıkmaya koyulmuştu. Bunun karımın son derece hoşuna gittiğini açıkça görebiliyordum. Yüzüne yine o sikilme isteği dolu ifade gelmişti. Oğlanın elleri gittikçe daha yukarılara çıkıyor, karım da buna, bacaklarını daha çok aralayarak karşılık veriyordu.

Doğrusunu söylemek gerekirse, İsveçli oğlanların hareketlerindeki rahatlık ve ustalık beni şaşırtmıştı. Bunun nedeni, Kuzey ülkelerindeki serbest seks yaşamı ve her şeyin çok genç yaşlarda öğrenilmesi olmalıydı. Bu arada karımın bacaklarını okşamakta olan oğlanın, arkadaşına oranla daha saldırgan olduğu da dikkatimi çekmişti. Ellerinden biri şimdi iyice yukarı çıkmıştı. Ne yaptığını tam göremiyordum ama, karımın ağzının hafifçe açılmasından sonunda amını bulduğunu anladım. Olay artık kontrolden çıkıyordu galiba.

Karıma arkadan sarılan oğlan da cesaretlenmişe benziyordu. Ellerini karımın belinden memelerine kaydırmış, hafif hafif okşamaya başlamıştı. Bereket ki, disko yavaş yavaş boşalıyordu. Karımla oğlanların içerde fazla kalmalarına imkan yoktu. Yoksa oracıkta, bar taburesinin üstünde sikişmeye başlayacakmış gibi bir halleri vardı. Karımın amıyla oynamakta olan oğlanın üstündeki bermuda şortun önünün bir çadır gibi kabardığını görebiliyordum.

Dışarıya çıkma teklifi, arkadaki oğlandan geldi. Hep birlikte kalkıp kapıya doğru yürüdüler. Ben de çalıları kendime siper ederek, biraz kapıdan tarafa kaydım. Tam konuştuğumuz gibi çalılık alana doğru geldiklerini görünce de, yere çöküp, önümden geçmelerini bekledim. Karımı ortalarına almışlardı oğlanlar. Biri belinden sarılmıştı, öbürünün eli ise arkadan eteğinin içinde kaybolmuştu. Üçünün de aklında, biran önce sikişmeye başlamaktan başka bir şey olmadığına emindim ama, yine de temkinliydiler. Diskodan yeterince uzaklaşmak için, onlar önde ber arkada, biraz yürüdük. Sonra oğlanlardan biri uygun bir yer buldu ve karımı elinden tuttuğu gibi doğruca oraya, çalıların arkasına çekti.

Gürültü etmemek ve görünmemek için özel dikkat göstererek onlara yaklaştığımda, üçü de kumların üstündeydi. Daha dolunay olmamıştı ama, etraf bayağı aydınlıktı ve herşeyi görebiliyordum. Sağ tarafımda, aralarına girip hiç bir yerden görünmeyeceğim bir kaç çalı vardı. Sessizce oraya kaydım. Şimdi onlardan yalnızca 4-5 metre uzaktaydım. Seyretmeye başladım.

Karım elleriyle dizlerinin üstünde duruyordu. Eteği beline kadar sıyrıldığından, güzelim kalçaları tüm yuvarlaklağı ve baştan çıkarıcılığıyla ortadaydı. Oğlanlardan biri karımın arkasında, kumların üstüne yatmış ve başını karımın kıçına gömmüştü. Şapırtılı sesler çıkararak, ağzının altındaki o güzelim amı yalıyordu. Öbür oğlan ise karımın önünde, dizlerinin üstünde duruyordu. Şortunu dizlerine kadar indirmişti. Hiç de küçük görünmeyen siki, yarıya kadar karımın ağzına girmişti.

Herşeyin bu kadar çabuk cereyan edeceğini, doğrusu beklememiş ve biraz şaşırmıştım. Ben oğlanların henüz çocuk sayılacaklarını düşünüyordum ama, iyice hızlı çıkmıştı keratalar. Sikim kalkıp kazık gibi olmuştu yine. Karımın oğlanlar konusunda yanılmadığı belliydi. İstediği gibi, doya doya sikilecekti.

Önündeki oğlan, şimdi iki eliyle karımı omuzlarından tutmuş, kalçalarını ileri geri oynatarak sikini ağzına sokup çıkarmaya başlamıştı. Karımın böyle ağzından sikilmeye doyamadığını biliyordum. Üstelik şimdi amının içinde oynayan bir dil de vardı. Zevkten uçtuğunu tahmin edebiliyordum. Vücudunun dalga dalga sarsıldığını gördüğümde, belini getirdiğini anladım. İyice kaptırmıştı kendini.

Bu arada öndeki oğlan da iyice hızlanmıştı. Sonra o da titremeye başladı. Beli karımın ağzının içinde fışkırıyor ve onun da tekrar belini getirmesine neden oluyordu. Ama oğlan tınmamıştı bile. Sanki beli gelen o değilmiş gibi, karımın ağzını sikmeyi sürdürüyordu. Derken karımın amını yalamakta olan oğlan da başını kaldırıp doğruldu. Aşağa kalkıp şortunu bir hamlede çıkardığını gördüm. Yay gibi kıvrık siki, beklenmeyecek kadar büyüktü. Sonra dizlerinin üstüne çöküp, havada bekleyen o başdöndürücü kalçalara sokuldu. Bir anda, dibine kadar geçirdi karıma.

Şimdi iki yerinden birden sikiliyordu karım. Bir İsveçli oğlan siki ağzına, bir diğeri amına girip çıkıyordu. İki sikin arasında sıkışıp kalmış gibi duran vücudu kıvrım kıvrım bükülüyordu.

Bu sefer üçü birlikte getirdiler bellerini.

Ayrıldıklarını görünce, doğrusu şaşırdım. Oğlanların karımı saatlerce durmadan sikecekleri gibi bir duyguya kapılmıştım galiba. Bunun haklı bir duygu olduğunu anlamakta da gecikmedim. Her iki oğlanın da siki, en baştaki kadar büyük ve taş gibi sertti. Az önce karımı ağzından siken oğlan, onu tuttuğu gibi kumların üstüne yatırdı. Amına sokma sırası artık ona gelmişti.

Karım kendini bırakmış, dizlerinden büktüğü bacakları alabildiğine aralık, içine girecek siki bekliyordu. Ama ilk hareketlenen, onu amından ilk siken öteki oğlan oldu. Birden dizlerinin üstüne çökerek, karımın başının yanına yerleşti ve sonra dibinden tuttuğu sikini artık şehvetten iyice gerilmiş olan yüzüne sürmeye koyuldu. Bu arada diğer İsveçli oğlan da karımın bacaklarının arasına girmişti. Sikini yerleştirdiğini ve bir anda dibine kadar geçirdiğini gördüm. Aynı anda karımın bacakları havaya kalktı ve oğlanın beline dolandı. Bir eliyle de, başucundaki oğlanın sikini kavramış okşuyordu. Sonra başını biraz kaldırıp ağzını açtı ve dudukları, az önce amnının dibinde patlayan sikin üstüne kapandılar.

Yine iki taraftan birden sikiliyordu karım. Heyecanım son kertesine kadar tırmanmıştı. Pantolonumun önünü açıp, zonklamakta olan sikimi dışarı çıkardım ve hafif hafif okşamaya başladım. İstediğim an getirebilirdim belimi.

Birden gözlerim, yan taraftaki bir hareketi farketti. Bir anda pür dikkat kesildim. Aman tanrım, yalnız değildim. Karımla İsveçli oğlanların sikişini seyreden birileri daha vardı çevrede. Biraz daha sinerek bakmaya başladım. İçinde bulunduğum çalılığın dışında, başka çalıların arkasına gizlenmiş beş kişi daha vardı. Bu, biraz ürkmeme neden oldu.

Kimdi bunlar? Niyetleri neydi acaba?

Sonra, en yakınımdakinin ne yaptığını gördüm. Tıpkı benim gibi, onun da pantolonunun önü açıktı. Sağ eliyle sikini kavramış, bir taraftan karımla oğlanları seyrediyor, bir taraftan yavaş hareketlerle otuzbir çekiyordu. Dikkatle bakınca, onun, orta yaşın biraz üzerinde bir Tunuslu olduğunu farkettim. Otelin az ilerisindeki köyde oturan balıkçılardan biri olmalıydı. Gözlerimi çevirip ötekileri de tek tek inceledim. Hepsi aynı yaşlardaydılar ve hepsinin de siki elindeydi.

Gördüklerim, bir anda yeniden ve çok daha şiddetle tahrik olmamı sağlamıştı. Şimdiye kadar yaşadıklarımın tümünden farklı bir durumla karşı karşıyaydım. Karım, yalnızca bir kaç metre uzağımda, 16-17 yaşlarındaki iki İsveçli oğlan tarafından amından ve ağzından sikiliyor ve bir takım Tunuslu balıkçılar da olan biteni seyrederek otuzbir çekiyordu.

Çıldırtıcı bir şeydi bu.

Birden belim gelmeye ve önümdeki çalılara fışkırmaya başladı. Ama bu, içimdeki ateşi söndürmeye yetmemişti. Hala dimdikti sikim. Bir taraftan da, karımın durumdan haberi olmadığını düşünerek üzülüyordum. Eğer beş Tunuslu balıkçının gözlerinin üstünde dolaştığını, adamların nasıl sikildiğini seyrederek otuzbir çektiklerini bilse, zevkten çıldırırdı herhalde.

Gerçi olup bitenin farkında değildi karım ama, doğrusunu söylemek gerekirse, kendini oğlanlarla sikişmeye iyice kaptırmıştı. Vücudunun dalgalanmalarından, peşpeşe belini getirdiğini anlıyordum. Bir taraftan da, her geçen dakika oğlanları biraz daha takdir ediyordum. Çelik gibiydiler ikisi de. Bir kaç dakika arayla, biri karımın amında, öbürü de ağzında patlattılar. Ama siklerinde en küçük bir inme belirtisi bile yoktu.

Karım, yine birbirlerinden ayrılmalarını fırsat bilerek, yeni bir pozisyon yarattı. Şimdi amını siken oğlanı yere yatırmış ve arkası ona dönük olarak üstüne çıkmıştı. Elini götürüp oğlanın sikini tuttu ve şişmiş başını kalçalarının arasına yerleştirdi. Bu sefer götüne istiyordu oğlanın sikini. Küçük deliği, amından sızan bellerle iyice ıslanıp kayganlaşmış olmalıydı ki, hiç zorlanmadan oturduğunu farkettim. Ayışığında yüzünün şehvetle gerilmiş olduğunu görüyordum. Az sonra kalçaları hareketlendi. Şimdi oğlanın sikine oturup kalkıyor, kalçalarını hafif hafif çalkalıyordu. Diğer oğlan ise kenarda kalmış onları seyrediyordu.

Ama karımın onu uzun zaman yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Ellerini arkaya atıp, altındaki oğlanın iki yanında yere dayadı. Sonra da, bacaklarını dizlerinden büküp karnına çekerek iyice açtı ve vücudunun üst kısmını iyice geriye verdi. Gerçi ben göremiyordum ama, oğlan şimdi tam amının içine bakıyor olmalıydı. Götü böyle sik doluyken karımın amının nasıl göründüğünü çok iyi biliyordum. Dudakları iyice açılmış, oğlanın dim dik sikini içine almaya hazır olmalıydı.

Bir şey söylemesine gerek kalmadı karımın. Oğlan onun ne istediğini hemen anlamıştı. Hızla sokulup, karımın bacakları arasına girdiğini gördüm. Dizlerini kumlara dayamıştı. Sikini eliyle kavrayıp karımın amına dayadı ve geçiriverdi. Bu, karımın artık sikle dolu olmayan ağzından derin bir inilti kaçmasına neden oldu. Durumunu anlıyordum. Amı da, götü de sikle doluydu şimdi. Buna bayıldığını biliyordum. Oğlanlar yine iki taraftan pompalamaya başlamışlardı. Bu işten onların da çok hoşlandığını farketmiştim.

Haksız sayılmazlardı.

Sonra gözüm, olanları seyrederek otuzbir çekmekte olan Tunuslular'dan en yakındakine takıldı. Manzara ona da fazla gelmişti galiba. Beli geliyor çalılara fışkırıyordu. Bu beni de daha çok heyecanlandırdı. İş artık iyice kontrol dışına çıkmıştı.

Ne tarafı seyredeceğimi sık sık şaşırıyordum. Böylece ne kadar zaman geçti, kim kaç kere belini getirdi, bilemiyordum. Sonunda oğlanlar yoruldular. Karımın hali de bitik görünüyordu. Ayağa kalkıp toplandıklarını gördüğümde, iyice sinerek gizlendim. Tunuslular'ın da özenle gizlendiklerini farkediyordum. Onlarla birlikte benim de ilgi odağım olan üçlü otele doğru yavaş yavaş yürüyüp uzaklaştıklarında da, yerimden kımıldamadım. Ancak Tunuslular'ın toplandıklarını ve aralarında birşeyler konuşarak uzaklaştıklarını gördükten sonra, ben de otelin yolunu tuttum.

Karımın, amı ve götü bellerle dolu, her yerinden sikilmiş bir halde, odamızda beni bekliyordu. Onu kollarımın arasına alıp, İsveçli oğlanlarla sikişirken seyrederek otuzbir çeken Tunuslu balıkçıları anlattığımda, bundan müthiş etkilendi. Hatta, beklediğimden de fazla tahrik olduğunu görerek şaşırdım. Neredeyse sabaha kadar uyutmadı beni. Gördüklerimi tekrar tekrar anlattırdı. Elleri ve dudakları, sikimin inmesine izin vermemek için akla gelebilecek her şeyi yaptılar. Kumların üzerinde sikilip bellerle doldurulan her yerinden, bana da defalarca siktirti kendini. Hatta onu seyredip otuzbir çekenleri düşünerek benim de otuzbir çekmemi istedi. Belimi karnına ve memelerine fışkırttığımda da, çıldıracak gibi oldu.

* * *

Bütün bu olanlar yüzünden, ertesi gün uyandığımızda, öğlen yemeğini kaçırmamıza ramak kalmıştı. Duş bile yapmadan, aceleyle üzerimize birşeyler geçirip yemek yemeğe gittiğimizde, gecenin tüm izleri hala üstümüzdeydi. Bir köşeye oturup garsonun getirdiklerini yerken, gözüm İsveçli oğlanlardan birine takıldı. Tuvaletlere giden kapının önünde dikilmiş, karıma ve bana bakıyordu. Arkadaşı yanında yoktu.

- "İsveçli oğlanın aklı hala sende galiba..." dedim karıma.

- "Gördüm sevgilim... Bosse o... Öteki oğlan, yani Lars'la ailesi bugün gideceklerdi zaten..."

- "Seni bekliyormuş gibi bir hali var..."

- "Öyle mi..? Yemeğimizi bitirelim de, ne istediğini öğrenirim nasıl olsa sevgilim..."

Oğlan, yani karımdan öğrendiğime göre Bosse, anlaşıldığı kadarıyla kararlıydı. Biz yemeğimizi bitirene kadar oralardan ayrılmadı. Sonra karım kalkıp tuvaletlere doğru gitti ve birlikte kapının arkasında kayboldular.

Karımın dönmesi gecikince, meraklanmaya başladım. Ne oluyordu yine? Güpegündüz ve bu kadar kalabalık içinde bir şey olmasına pek ihtimal vermiyordum ama, yine de aklım takılmıştı. Tam kalkıp tuvaletlere gitmeyi düşünüyordum ki, karımın geldiğini gördüm. Yüzünde küçük bir gülücükle bana doğru yürürken, üstündeki bol ve beyaz t-shirt'ün altından uçları belli olan memeleri hafif hafif sallanıyordu. Gelip yanıma oturdu.

- "Eeeee..?" dedim.

- "Seni çok hoş bulduğunu söyledi ve üçümüz birarada sikişip sikişmeyeceğimizi sordu sevgilim..."

- "Eeeee..?"

- "Bir saat sonra odamıza gelecek..."

Doğrusunu söylemek gerekirse, öğlenden sonrayı dinlenmekle geçirmekten başka bir isteğim yoktu. Ama karım yine bir şeyler tezgahlamıştı işte. Tanrım, sikişmeye, daha doğrusu sikilmeye doymuyordu bir türlü. Yüzümdeki ifadeden de düşündüklerimi hemen anlamıştı galiba.

- "Sakın bana yorgun olduğunu söyleme sevgilim..." dedi, "İstanbul'a döndüğümüzde bol bol dinlenirsin... Şimdi sikiş zamanı... Üstelik Bosse de çok iyi sikiyor... Gördün zaten... İnmek bilmiyor siki... Düşünsene, ikiniz birlikte ne güzel sikersiniz beni... Ohhhh amım sulandı sevgilim..."

Gerçekten de çok ilginç bir tatil yapıyorduk. İnsanlar tatile dinlenmek için çıkardı ama, karım bana "İstanbul'a dönünce dinlenebileceğimi" söylüyordu. Aslına bakılırsa hiç itirazım yoktu buna, Yalnızca, sabaha kadar uyumayıp sikişmekten biraz yorgun düşmüştüm o kadar. Ama Bosse'yle birarada yapabileceklerimizi düşünmek de, yeniden tahrik olmama yol açmıştı. Karımı elinden tutup kaldırdım ve odamıza yöneldik.

mofilius
mofilius
65 Followers