Tunus Tatili

PUBLIC BETA

Note: You can change font size, font face, and turn on dark mode by clicking the "A" icon tab in the Story Info Box.

You can temporarily switch back to a Classic Literotica® experience during our ongoing public Beta testing. Please consider leaving feedback on issues you experience or suggest improvements.

Click here

Karım doğruca duşa girdi. Buna benim de ihtiyacım vardı doğrusu. İkimiz de kurulandıktan sonra, karım "götünü sikilmeye hazırlamakta yardımcı olmamı" istedi benden. İtiraz etmeye niyetim yoktu doğrusu. Karım yatağın üstünde domalıp beklerken, ben de banyoya gidip jel tüpünü aldım.

Buraya geldiğimizden beri götünden o kadar çok sikilmişti ki, o küçük delik sanki biraz büyümüş gibi duruyordu. Gece de, Bosse'yle arkadaşı defalarca sikmişlerdi götünü. Sonra da ben sokmuşum o küçük deliğe. Jel sürdüğüm parmağım kolayca kayıyordu içine. Ama madem ki daha iyi hazırlanmak istiyordu, elimden geleni yapmalıydım.

Jel, kısa zamanda alabildiğine kaygan hale getirmişti karımın götünü. Ama ben durmuyor, parmağımı sokup çıkarıyordum. Öyle ki, küçük bir sik gibi girip çıkıyordu parmağım. Karımın başı öne düşmüş, beli çukurlaşmış, kalçaları danseder gibi çalkalanmaya başlamıştı.

- "Ohhhh sevgilimmmm... Belimi getiriyorsun..." diye inledi, "Ohhhh, belimi getiriyorsun... Iımmmmhhhhhh..."

Kalçalarının açılıp kapandığını, titrediğini görüyordum. Sonra yatağın üstüne yığılıp kaldı. Ben de yanına uzandım. Birlikte, Bosse'nin gelmesini beklemeye başladık. İkimiz de çırılçıplaktık.

Kapının vurulmasıyla, karımın yataktan fırlar gibi kalkması bir oldu. Gerçekten sikilmeyi çok istiyordu. Sonra kapıyı açtı ve Bosse içeri girdi.

Biran için üçümüz de hareketsiz kaldık. Oğlan annesiyle babasının yanından "denize girmeye gittiğini" söyleyerek ayrılmış olmalıydı. Üstünde yalnızca küçük bir mayo, elinde de büyük bir havlu vardı. Vücudunun gerçekten de bir kızınki kadar güzel olduğunu farkettim. Saçları da omuzlarına kadar uzun olduğundan, tek eksiği memelerinin olmayışı gibi görünüyordu. Ama karımı karşısında çırılçıplak bulmak, onun üstünde, gerçek cinsiyetini iyice belli edecek bir değişikliğe neden olmuştu. Siki bir anda kalkmış ve mayosunun önünü, kocaman kabartmıştı.

Karım onu elinden tutup doğruca yatağın yanına getirdi. Bir süre yanyana ayakta durdular. Sonra karım yatağa oturdu. Odayı, yoğun bir seks elektriği doldurmuştu yine. Sikim, akıl almayacak bir hızla kalkıp dimdik oldu. Elimi uzatıp, karımın sırtını okşamaya başladım. Bütün vücudu, elimin altında ürperiyordu. Yanıma uzandı. Bu sefer de memelerini buldu ellerim. Onun da bir eli uzanıp, sikime yapışmıştı.

Bosse hala bizi seyrediyordu. Sonra mayosunu indiriverdi. Artık o da bizim gibi çırılçıplaktı. Siki, çelik bir yay gibi yukarı kıvrılıp, karnına yapışmıştı. Yatağın kenarına oturup ellerini uzattı ve karımın bacaklarını araladı. Yavaşça eğildiğini gördüm. Başı karımın apış arasında kayboldu. Aynı anda da derin bir inilti kaçtı karımın ağzından. Sikimin çevresine dolanan parmakları biraz daha sıkıldı. Kendini amının dudakları arasına kaydığından emin olduğum dile bıraktı. Yüzümü ona doğru döndüm ve uzanarak dudaklarını ağzıma aldım. Deli gibi öpüşmeye başladık.

Oğlan, dilini çok ustalıkla kullanıyor olmalıydı. Karım kendinden geçmiş gibiydi. Ağzımın içinde inliyor, dili akıl almaz şeyler yapıyordu. Birden kollarımın arasında kasıldı. Sonra da sarsılarak belini getirmeye başladı. Ama Bosse'nin onu bırakmaya niyeti yoktu, anlaşıldığı kadarıyla. Hafifçe geri çekilip, karımın şehvetten çarpılmış yüzünü seyretmeye koyuldum. O kadar güzeldi ki. Göz kapakları hafifçe aralandı ve gözgöze geldik.

- "Ohhhh sevgilim..." dedi, "Bir bilsen nasıl yalıyor beni... Sik gibi dili... Ohhhhh, küçük bir sik gibi dili... Ahhh delirtecek beni..."

Karımın anlamadığı bir dilden konuşması oğlanın dikkatini çekmiş olmalıydı. Başını gömülü olduğu yerden çıkardığını gördüm. Tüm ağzının çevresi ve çenesi am sularıyla sırıl sıklam ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu.

- "Hoşuna gidiyor mu..?" diye sordu karıma.

İngilizcesi oldukça düzgündü. Bunda elbette ki şaşılacak bir taraf yoktu ama, rahatlığı beni bir kere daha şaşırtmıştı doğrusu. Yaşından hiç umulmayacak kadar, sanki doğduğundan beri sikişmekten başka bir şey yapmamış gibi rahat, doğal ve ustaydı kerata. Sonra bakışlarını bana çevirdi.

- "Senin de hoşuna gidiyor mu?.. Karının amını yalamamdan hoşlanıyorsun değil mi..?"

Ne cevap vereceğimi kestiremiyordum. Sonra daha da doğrulduğunu ve dizlerinin üstünde yürüyüp, karımın bacaklarının arasına girdiğini gördüm. Yavaşça uzandı ve o yay gibi kıvrık siki, karımın apış arasında kayboldu. Şimdi, vücutları birbirine sımsıkı yapışık, üstüste yatıyorlardı. Oğlan kalçalarını ufak ufak hareket ettiriyordu. Sikinin başını, karımın amının dudakları arasına yerleştirmeye çalıştığı belliydi.

Doğrulup yatakta bağdaş kurdum ve onları seyretmeye başladım. Böyle sırttan görünüşüyle tam bir kız gibiydi Bosse. Kalçaları hala oynuyor, ileri geri, sağa sola hareket ediyordu. Sonra birden bastırdı. Aynı anda da karımın ağzından derin bir inleme kaçtı. Sonunda istediklerini elde etmişlerdi işte. Oğlanın siki, karımın amına girmiş olmalıydı.

Adeta hırsla sikişmeye başladıklarında, ben de patlama noktasına yaklaşmıştım. Karım, o güzelim bacaklarını Bosse'nin beline dolamış, iki koluyla da boynuna sarılmıştı. Başı bana dönüktü. Gözlerimiz sanki birbirine kenetlenmiş gibiydi.

Dizlerimin üstünde doğrulup, karıma sokuldum. Sonra da, sikimi zevkten aralanmış dudaklarına sürmeye başladım. Bir anda açıldı ağzı ve sikim yarıya kadar kayboldu. İçimi boşaltmak ister gibi emiyordu sikimi. Zevkten başım dönüyordu. Bosse de başına çevirmişti şimdi. Yalnızca bir kaç santimetrelik bir uzaklıktan, karımın sikimi emip yalayışını seyrediyordu. Kendimi tutmama olanak kalmamıştı.

Bir top gibi patladım.

Tohumlarım karımın gırtlağına fışkırıyor, o da, çölde su bulmuş birinin iştahıyla, hepsini yalayıp yutmaya çalışıyordu. Ama durmadan geliyordu belim. Bir kısmı karımın dudaklarından sızmaya, yanağına doğru akmaya başlamıştı. Bacaklarımın dermanı kesilmiş gibiydi. Yatağın üzerine oturuverdim.

Aynı anda da, Bosse'nin dudakları karımın sikimden boşalan ağzının üstüne kapandı. Dilinin karımın ağzına kaydığını gördüm. Tanrım, karımın ağzı hala tohumlarımla dolu olmalıydı. Sonra oğlan, dışarı taşıp yanaklarına akan belleri de yalamaya başladı. Bu manzara beni uçurmuştu. Sikim daha inemeden, tekrar patlama noktasına geldiğimi hissediyordum.

Bu arada karım da çıldırmış gibiydi. Tıpkı benim gibi, onun da böyle bir şeyi beklemediği belliydi. Ama, olup bitenlerden son derece hoşlandığını görebiliyordum. Sonra tüm vücudu titremeye başladı.

Beli geliyordu.

Bosse karımı sikmeyi sürdürüyordu. Birden elini uzatıp sikime yapışıverdi. Bunu da beklemiyordum doğrusu. Parmakları son derece usta hareketlerle sikimi sıvazlamaya başladığında ise heyecanım son kertesine ulaştı. İçimden gelen bir ses, "şu ana kadar yaşadıklarımızın hiç olduğunu ve her şeyin bundan sonra başlayacağını" söyler gibiydi. Bu yüzden, oğlan sikimi çekmeye başladığında hiç şaşmadım. Yalnızca tekrar dizlerimin üstünde doğrulup ona doğru sokuldum. Önce dilini çıkarıp sikimin başını yalamaya başladı Bosse. Sonra da ağzı alabildiğine açıldı ve dudaklarını sikimin üstüne kapandı.

O ana kadar tatmadığım bir zevki tadıyordum. Oğlan sikimi o kadar büyük bir ustalık ve iştahla emiyordu ki, beni çıldıracak hale getirmişti. Sonra karımın parmaklarını taşaklarımda hissettim. Seyrettikleri, onun üstünde de müthiş bir etki yapmış olmalıydı. O an yüzünü görmeyi çok istiyordum ama buna olanak yoktu. Parmaklarının yerini dili aldığında ise beynim tavana yapışmış gibi oldu. Tanrım, kız gibi güzel bir oğlan hem karımı sikip, hem de sikimi yalayıp emerken, karım da taşaklarımı yalıyordu. Dayanılır gibi değildi.

Birden geldi belim. Tohumlarım Bosse'nin gırtlağına fışkırırken, onun da belinin gelmeye başladığını anladım. Karıma dibine kadar geçirmiş, erkeklik sıvısını amının en derin yerine boşaltırken, tüm vücudu titriyordu. Karım ise tam anlamıyla çıldırmıştı. İnliyor, bağırıyor, oğlanın altında çırpınıyordu.

Sonunda, üçümüz de yığılıp aldık.

Kendime geldiğimde, sikimin çevresinde yine sıcacık bir çift dudak vardı. Gözlerimi açtım ve Bosse'nin aşağı yukarı oynayan başını gördüm. Gerçekten bu işi iyi bildiğini kabul etmek gerekiyordu. Sonra gözlerim yanıbaşımda yatmakta olan karıma takıldı. Yorgun yorgun bizi seyrediyordu. Gözlerinde garip bir pırıltı vardı. Sikim sertleşip kalktıkça da, artıyordu bu pırıltı.

Bosse ağzını çektiğinde, sikim kocaman olmuştu bile. Eimi uzatıp, karımın memelerini okşamaya koyuldum. Bu arada Bosse'nin de başucundaki komodine uzandığını görebiliyordum. Hala orada durmakta olan jel tüpünü aldığında, iyice meraklanmıştım. Karım da sırf dikkat kesilmişti şimdi. Sonra oğlanın parmaklarına jel sıkışını ve dizlerinin üstünde doğrulup elini bacaklarının arasına götürüşünü izledik. Aman Tanrım, götünü hazırlıyordu oğlan. Sikimi içine alabilmek için götünü hazırlıyordu. Kendi siki de dimdikti. Karımla tekrar gözgöze geldik. İkimiz de deliler gibi tahrik olmuştuk. Ama ne yapacağımızı tam bilmiyorduk doğrusu.

İsveçli oğlan fazla bekletmedi bizi. Gelip, altmışdokuz pozisyonunda karımın üstüne çıkıverdi. Hiç beklemeden de, başını onun hafifçe aralık duran bacaklarının arasına gömdü. Dizlerini yatağa dayamış, kıçını havaya kaldırmıştı. Beni davet etmek istercesine, kalçalarını hafif hafif oynatıyordu. Gerçekten de bir kız kadar güzeldi. Heyecanım zirveye tırmanmıştı sanki.

Yerimden doğruldum ve yatağın üstünde ayağa kalkarak Bosse'nin arkasına geçtim. Şimdi, gözlerimin önünde benzersiz bir manzara vardı. Oğlanın beyaz ve yusyuvarlak kalçaları son derece tahrik ediciydi. Belini bükmüş, kıçını bana doğru yükseltmişti. Jellelerle ile parlayan göt deliğini görebiliyordum. Daha önceden içine sik almış bir göt olduğu belliydi. Onun hemen altında da, sarkan taşakları görünüyordu. Yukarı doğru kıvrık sikini göremiyordum gerçi ama, herşeyin altında karımın başı vardı ve kocam açılmış gözlerle, hiç bir şeyi kaçırmamaya çalışarak seyrediyordu.

Sonra karımın elleri de girdi işin içine. Bir eli sikimi kavrarken, öbür eli de Bosse'nin kalçasına pençe gibi yapışıp ayırmaya başladı. Şimdi oğlanın götü iyice ortaya çıkmıştı. Karım sikimin artık zonklamakta olan başını götürüp o kaygan deliğe dayadığında, üçümüz de titredik. Bana yalnızca sokmak kalmıştı artık. Bosse'nin kalçaları kıvrım kıvrım oynuyordu. Bastırmaya başladım. Delik, sanki bir anda açıldı sikimin önünde. Yağ gibi oğlanın içine kayıyordum. Sonunda, karnım kalçalarına yapıştı. Sıcacıktı götü. Sikimi kadife bir zarf gibi sarmıştı. Neredeyse aynı anda da, karımın sikimi bırakan elinin Bosse'nin sikine yapıştığını sonra da onu çekip ağzına aldığını farkettim. Yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladım.

Çılgınca bir sikişti bu.

Sikim İsveçli oğlanın götüne dibine kadar girip çıkıyordu. Her dibine bastırışımda onunda kalçaları aşağı bastırılıyor ve siki karımın ağzına giriyordu. Kendi ağzı ise karımın amına yapışmış, şapırtılı sesler çıkartarak yalıyordu. Üçümüz de zevkten uçmuş gibiydik. Ama aramızda en çok Bosse çıldırmıştı. Karımla aramızda kalan vücudu dalgalanıp duruyordu.

Birden götü, sikimi bir mengene gibi sıkıştırdı. Zangır zangır titriyordu. Belini getirdiğini ve karımın boğazına fışkırttığını anladım. Karım da çıldırmış gibi olmuştu. Burnundan çıkan inlemeleri, homurdanmaları duyuyordum. O da getiriyordu belini. İkisi de durulana kadar beklemek zorunda kaldım. Oğlanın götü öylesine sıkışmıştı ki, sikimi sokup çıkaramıyordum bile. Sonra yeniden sikişmeye başladık.

Şimdi birden ve iyice gevşemiş gibiydi oğlanın götü. Adeta hırsla sikiyordum onu. Gittikçe dönülmez noktaya yaklaştığımın farkındaydım. Sikim bir piston gibi girip çıkıyordu. Bosse de kendini iyice kaptırmıştı artık. Götünde sikim, sikinin çevresinde karımın usta ağzı, mestolmuş gibiydi. Tüm vücudu yine kıvrılıp bükülmeye başlamıştı. İçim çekiliyor gibiydi.

Aniden patlayıverdim.

Bu Bosse için de bir tetik işlevi yapmıştı sanki. Tohumlarım hala götünde fışkırırken, onun da beli gelmeye başladı. Yine sımsıkı sıkışmıştı götü. Bu ikili reaksiyonun kaçınılmaz sonucu da, karımın belini getirmesiydi tabii. Ağzında fışkıran belleri hissetmek, onun için yetmişti.

Üçümüz altalta üstüste, ne kadar kaldık bilmiyorum. Kendimi toparladığımda, karımla Bosse hala yarı baygın yatıyorlardı. Kalkıp banyoya gittim ve bir duş aldım. Buna gerçekten ihtiyacım vardı. Kendimi toplamış olarak geri döndüğümde, Bosse karımı yine sikiyordu. Doymak bilmez biriydi kerata. Yatağın üstünde, yanyana yatmışlardı ve karımın sırtı İsveçli oğlana dönüktü. Yüzünde duyduğu zevki açıkça belli eden bir ifadeyle, yarı kapalı gözlerle bana bakıyordu. Sonra gözlerim daha aşağılara kaydı. Bosse, onun üstte kalan bacağını dizinin arka tarafından tutup kaldırarak yukarı bastırmış ve götüne sokmuştu. Hiç acele etmeden, yumuşak hareketlerle sikiyordu.

Karımın İsveçli oğlan trafından önce yalanıp sonra sikilen, sonra da tekrar yalanan amı, son derece tahrik edici bir manzara olarak gözlerimin önündeydi. Dudakları iyice şişmiş ve alabildiğine açılmıştı. Sırılsıklam olduğunu görebiliyordum. Bu görüntü kadar baştan çıkarıcı bir manzara olamazdı.

Sikim bir anda kalkıp, taş gibi sertleşmişti yine.

Yatağın yanında ayakta durmuş, öylece seyrediyordum onları. Gözlerim; karımın zevkten kaymış gözleriyle götüne girip çıkan sikin arasında gidip geliyordu. O sikilmeye, ben de onu sikilirken seyretmeye doyamıyorduk.

- "Ohhhh çok güzel sikiyor..." dedi karım fısıldar gibi bir sesle, "Farkındasın sen de değil mi..?"

- "Farkında olmamak mümkün mü..?"

- "Seyretmen de çok hoşuma gidiyor, biliyorsun değil mi..? Ohhh beni sikilirken seyretmene bayılıyorum... Ohhhhh en az sikilmek kadar güzel bir şey bu da..."

- "Seni seyretmek benim de çok hoşuma gidiyor... Şimdi benim yerimde olup, götüne girip çıkan siki ve amını görebilsen, hak verirdin..."

- "Ahhh amım boş kaldı sevgilim... Hadi gel sen de amıma sok... Ohhhh hadi sen de amımdan sik beni... Aranıza sıkışayım n'olur... Ohhhh hadi... Hadi n'olursun... Birlikte amımdan götümden sikin beni hadi... Gel sok... Ohhhh sok... Sokkkk..."

Bu kadarı fazla gelmişti bana. Sikim zonkluyordu. Yatağa, karımın önüne, yüzüm ona doğru dönük olarak uzandım. Bosse de ne olup bittiğini anlamıştı. Sikini karımın götüne dibine kadar geçirip beklemeye başladı. Oğlanın ustalığına, her geçen an biraz daha hayran oluyordum doğrusu. Bütün bu numaraları nereden öğrendiğini ona sormayı sonraya bırakarak, sikimi karımın amının vıcık vıcık dudakları arasına yerleştirip bastırdım. Yağ gibi kaydı içine. Şimdi Bosse de, ben de dibine kadar geçirmiştik karıma.

İlk hareketlenen Bosse oldu. Yeniden sokup çıkarmaya başlamıştı. Karımın amıyla götünün arasındaki incecik et duvardan başka siklerimizi birbirinden ayıran bir şey yoktu. Her sokuşunda sikim sıkışıyor, her çıkarışında içim bir tuhaf oluyordu. Hiç kımıldamadan böylece dursam bile, bir süre sonra belimin geleceğini aklım kesiyordu. Ama durmama olanak yoktu. Ben de sokup çıkarmaya başladım. Artık siklerimiz birer piston gibi karımın amıyla götüne giriyor, çıkıyor, tekrar giriyordu.

Karım bana sımsıkı sarılmıştı. Kelimenin tam anlamıyla zevkten mestolduğunu anlıyordum. Sonra konuşmaya başladı. Kimi zaman inler gibi, kimi zaman fısıldayarak, kimi zaman çığlık çığlığa bir konuşmaydı bu.

- "Ohhhhh sevgilim... Çılgın bir şey bu... Ohhhh o kadar güzel ki... Oouuuvv karnımın için sikle doldu... Ahhh delireceğim şimdi... Sikin beni hadi... Ohhhhh sikin beni.... Ohhhhh sikin beni... Ohhhhh... Ohhhh... Ohhhh hep istiyorum bunu sevglim.... Hep istiyorum... Hep iki sik birden istiyorum... Ohhhhhh... Ohhhhh... Ahhhhh... Immmmhhhh... Ohhhhh..."

Sonra ağızlarımız birbirine kenetlendi. Deliler gibi öpüşüyorduk. Dillerimiz birbirini koparmak istercesine boğuşuyordu. Sanki bulutların üstünde gibiydik. Bir tek karım, ben ve Bosse kalmıştık. Geri kalan her şey önemini de, anlamını da yitirmişti.

Karımın vücudu Bosse'yle aramızda çırpınıyor, titriyor, sarsılıyor, dalgalanıyor, kıvranıyordu. Oğlan karımın bacağını hala bırakmamıştı. Bir taraftan da arkadan iyice sokulmuş ve dudaklarını o güzelim boynuna yapıştırmıştı. Üç vücut birbirine kenetlenmiş, tek olmuştu. Dönülmez noktayı ne zaman geçtiğimizi bile farkına varamadık. Birden belimin gelmek üzere olduğunu sezdim. Karımla Bosse'nin de benden farkları olmadığını anlıyordum.

Belim fışkırmaya başladığında, beynim patlamış gibi oldu. Üçümüz aynı anda, hep birlikte getiriyorduk belimizi. Ben de Bosse de, birimiz amına öteki götüne, dibine kadar geçirmiş, tohumlarımızı boşaltıyorduk. Karım ise çığlıklar atıyor, kalçaları ikimizin arasında deli gibi gidip geliyordu.

Sonra gözlerimin karardığını hissettim.

Beni yeniden kendime getiren, sikimin okşanması oldu. Gözlerimi açtığımda, karımı yatakta, Bosse'yle aramızda oturur buldum. Öteki eli de Bosse'nin sikini okşuyordu. Tanrım, doymak bilmiyordu.

- "Şimdi ne istediğimi biliyorsun değil mi sevgilim..?" diye sordu bana.

- "Hala mı bir şeyler istiyorsun..?"

- "Ohhh hala istiyorum tabii... Ama bir şeyler değil, sikilmek istiyorum hala..."

- "Görüyorum..."

- "Ama bu seferki daha da değişik olmalı diyorum... Bosse beni sikerken, sen de onu sik mesela..."

Kafamı kaldırıp İsveçli oğlana baktım. Cin gibi uyanıktı ve siki yine taş gibi sert ve kocamandı. Karımın konuşmaları ve sikimde durmadan dolaşan parmakları, beni de iyice huylandırmıştı zaten. Bu arada karım bana teklif ettiğini Bosse'ye de teklif etmişti bile. Oğlanın buna itiraz etmeyeceğinden emindim ama bu kadar çabuk fırlayacağını da tahmin etmemiştim doğrusu. Bir anda ayaklandı. Sonra karımın elinden tutup yatağın ayakucuna çekti ve orada domalttı. Dizleri yatağın en ucundaydı karımın. Bosse de arkasına geçmişti bile. Karımı iki eliyle belinden kavradı ve bir anda dibine kadar sokuverdi. Ben de doğrulup dizlerimin üstüne kalktım ve karıma sokuldum. İsveçli oğlanın sikini yiyince gözleri kaymış, dudakları aralanmıştı yine. Ağzı tam sikilecek kıvamda görünüyordu. Sikimi tutup dudaklarının arasına verdim. Alev alev yanıyordu ağzının içi. Yumuşak hareketlerle sikimi sokup çıkarmaya başladım. Sikim zaten kalkmıştı ama karımın dili ve dudakları, bir anda taş gibi sertleşmesine ve zonklamaya başlamasına neden oldu tabii.

Artık Bosse'yi sikmeye hazırdım.

Yataktan kalkıp arkasına geçtiğimde, oğlan biraz öne eğildi. Tanrım, kalçaları gerçekten de çok güzeldi. Beklemek istemiyordum. Sikimi tutup iyice sokuldum ve morarmış başını o başdöndürücü yuvarlakların arasına soktum. Karıma sokup çıkarmayı bırakarak, biraz daha öne eğildi. Sonra da elini getirip sikimi tuttu ve götünün hala jel ve bellerimle vıcık vıcık olan deliğine dayadı. Tek bir harekette, dibine kadar geçirdim.

Yine zevkten mestolmuştu Bosse. Siki karımın amına gömülü, götü de sikimle doluydu. Kalçaları ileri geri oynamaya başladılar. Ben de karım da hareket etmiyorduk ve her şeyi İsveçli oğlan yapıyordu. Sikini karımın amından çikarırken kalçaları bana doğru geliyor ve sikim dibine kadar götüne giriyordu. Sonra sikini yeniden karımın amına sokmak için ileri gittiğinde de, sikim ucuna kadar çıkıyordu götünden. Birden beli geldi. Hemen peşinden de karımın beli tabii.

Oğlanın sikimi mengene gibi sıkan götü gevşeyip, sokup çıkarmaya olanak bulduğum anda da, idareyi ele aldım. Artık onu hırsla sikiyordum. Karım da Bosse de çok kısa sürede kendilerini toparladılar ve yeniden çılgın bir sikiş başladı. Vücutlarımız hırsla birbirine çarpıyordu. İpin ucunu kaçırmıştık hepimiz. Sonra Bosse bir an durup geriye çekildi. Sikini karımın amından çıkarmıştı. Şaşırmıştım biraz. Ama beni fazla merakta bırakmadı oğlan. Bu sefer de götüne soktu karımın. Bu, onun ağzından derin bir inleme kaçmasına neden oldu.

Şimdi İsveçli oğlanın siki karımın götüne, benimki de onun götüne girip çıkıyordu. Bir süre sonra yeniden amına soktu karımın. Sonra da çıkarıp tekrar götüne. Artık karımı bir amından, bir götünden sikmeye başlamıştı. Hem karıma yaptıklarını seyretmek, hem de daracık götünü sikimin çevresinde hissetmek, zevkten başımın dönmesine neden oluyordu. Üçümüz birden zirveye yaklaşıyorduk.

İlk beli gelen yine Bosse oldu. Oğlanın tohumlarının içine dolduğunu hissetmek karımın, yine mengene gibi sıkışan götü de benim bellerimizi getirmemize neden oldu. Bacak adalelerimin çekildiğini, gözlerimin karardığını hissediyordum.